Selahattin Demirtaş çekilirken... Yazdır


Selahattin Demirtaş önümüzdeki HDP kongresinde başkanlığa aday olmayacağına açıkladı.

“Daha ne kadar süre içerde kalacağı belli olmayan birisinin başkan olması uygun olmaz” diye mi düşündü yoksa başka nedenleri de var mıydı, bilmiyorum. Açık olan HDP’nin önümüzdeki kongrede kendisine başka bir başkan belirleyeceğidir.

Parti başkanları bu makama bir kere geldiler mi genellikle ölünceye kadar ya da uzun yıllar burada kalırlar. Sadece yasal partilerden söz etmiyorum, çok sayıda yasal olmayan kuruluşta da bir kere başkan olan ya da en tepeye çıkan oradan kolay kolay inmez.

Başkanlığın ya da buna uygun adı neyse işte iki dönemle sınırlandırılması iyi bir belirleme olmakla birlikte, bunu uygulamak kolay olmuyor. Dışarıda olsaydı Demirtaş’ın yerini doldurabilecek başkası bulunmadığı için çekilmeye kalksaydı bile ısrarla yerinde kalması istenirdi.

Demirtaş’ın hakkıdır kalsın ama çok sayıda örgütte böyle bir durum söz konusu değildir.

Nedeni şudur:

Bazı kişilerin örgütün üst düzey sorumlusu olmanın dışında özelliği bulunmuyor. Bu sorumluluğu ister çekilerek ister başka nedenle kaybetsin, unutulup gider. Bunu bildiği için de canla başla ve hatta uygun olmayan yollara da başvurarak yerini korumaya çalışır. Başka özellikler kazanmaya çalışmak yerine böyle yapmak kolaylarına gelir.

Başka alanda da yeterli birisi olan örgüt yöneticiliğini kolayca bırakabilir, hatta örgüt artık kafasına uymuyorsa çekip gidebilir de… Boşlukta kalmayacaktır…

Demirtaş, parti başkanı olsun veya olmasın, politikada unutulacak bir isim değildir. Ek olarak politika dışında, edebiyatta da iyi bir çıkış yaptı ya da adamın örgüt yöneticiliği dışında başka özellikleri de bulunuyor. Bunlar da onu ön planda tutmak için yeterlidir.

Çok sayıda insan her ne kadar akıntıya ya da günlük olayların akışına kapılmaya eğilimli olsa da, sonuçta kimse aptal değildir. Hemen olmasa bile değeri görürler, o değerin kendilerine neler kazandıracağını bilirler ve o kadar ki, kişi gitmek istese bile bırakmamaya çalışırlar.

Politikada iyi denilebilecek derecede yönetici olanlar bile konumlarına güvenmemeli, farklı özellikler kazanmaya çalışmalıdırlar. İnsan kendini tek özellikle –bu konuda iyi olsa bile- sınırlandırmamalıdır. Bunun için zamanında harekete geçmek ve sıkı çalışmak gerekir.

Bu özelliği kazandıktan sonra insanın kendine güveni daha da artar.

 

Birden fazla alanda kendini kurabilmek güzel bir duygudur, herkese tavsiye edilebilir…