Bir seçimin ardından... Yazdır


 

 

Normalde yerel seçim seçimlerin en önemsizidir ama bizzat iktidar tarafından önemli duruma getirildi. Karşılarındaki bütün politik güçlere yeniden darbe indireceklerini düşünüyorlardı, yapamadılar.

Hangi sonuçları çıkarabiliriz?

Birincisi: öncelikle insanı gülme tutuyor… AKP’liler seçimde usulsüzlüklerden söz ediyorlar. Bu işten en iyi onlar anladığına göre bence çok haklılar!

AKP ile mücadele ahlak eleştirisi temelinde yürütülmez. “Ağızlarını bozdular; dün şöyle demişlerdi, bugün başka konuşuyorlar vb.” temelinde eleştiri yapmak sonuçsuz kalacağı gibi boştur da. Onların ahlak kurallarıyla bildiğimiz ahlak kuralları farklıdır. İslamda her numara meşrudur, yeter ki amaca hizmet etsin… Bu konuda Makyavel’e beş basarlar bile diyebiliriz. Bu şekilde günaha da girmiyorlar üstelik… İslam’da geniş bir bağışlama katalogu vardır. Ne yaparsanız yapın; tövbe edersiniz (yaptığınız ise yanınıza kalır), iki rekat fazla namaz kılarsınız, olmazsa hacca gidersiniz; bütün günahlarınız affolur. Onlar da önce günah işlerler, ardından af mekanizmasını çalıştırırlar ve kendi inançlarına göre affedilirler.

İslam tepeden tırnağa politik bir dindir, çıkarı için de her kılığa girebilir;  bunu anlamayan –ne yazık ki sosyalistler arasında özellikle fazladır- islamdan bir şey anlamamıştır.

Geçmiş seçimlerden birisinde AKP’li bir zat şöyle demişti: “Siyasi mücadele savaştır, savaşta da hile mubahtır.”

Daha da açık konuşulmaz, öyle değil mi?

Bunlardan politikada ve hayatın başka alanlarında her numara beklenir; böyle bakacaksınız.

İkincisi: AKP yüzde 43 oy aldı ve açık arayla en büyük parti oldu ama İstanbul ve Ankara belediye başkanlıklarını kaybetti. Yüzde 50’nin üzerinde oy alsaydı abartmasız bir hafta şenlik yaparlardı. Demek ki CHP-İyi Parti ittifakını taktik nedenlerle desteklemek fena sonuç vermedi.

Şimdi politik ortam istikrarsızlaştı, solun gelişme imkanları arttı.

İmkanın artması bir şeydir, onu değerlendirebilmek başka bir şeydir; bunu da unutmayalım. Ama imkanlar arttı, bunu da unutmayalım…

Üçüncüsü: Bu seçim sonucunu “AKP için sonun başlangıcı” olarak görenler fazla acele ediyorlar. Aynı acele değerlendirme “demokrasi yönünde adım atıldı” için de geçerlidir. İstanbul ve Ankara gibi önemli belediye başkanlıklarını kaybettiler ama devlet gücünün büyük bölümü halen ellerindedir. CHP-İyi Parti ittifakından da fazla bir şey beklemeyin.

Gelişme imkanları çoğalmıştır, bu kadar!

Dördüncüsü: “bunlarda her numara vardır” dedik. Tehdit ederler, satın almaya çalışırlar, korkuturlar, düzmece gerekçelerle tutuklarlar; aklınıza ne gelirse yaparlar.

Eğer anlarlarsa ki karşılarındaki sonuna kadar ısrar edecektir, ayaklarını biraz denk alırlar. Kaybetsek bile sonuna kadar gideceğiz… Bu izlenimi vermek önemlidir…

Beşincisi: iktidarın belediyelere fazla karışmamasını mı istiyorsunuz, öncelikle belediyeler yasasının değiştirilmesi gerekir. İçişleri Bakanı herhangi bir belediye başkanını görevden alabilir. Yasal olarak bu hakkı vardır. Buna itiraz edilmesi gerekir.

Demokratik belediyecilikten söz edip de bu konuyu atlamak olmaz.