Bir Ortadoğu klasiği: İran Yazdır


İran 176 kişinin öldüğü Ukrayna uçağının düşürülmesinin “yanlışlıkla” gerçekleştiğini açıkladı. Dünyada ne olup bitiyorsa uzaydan fotoğraflanıyor ve bunlara dayanılarak uçağın füzeyle düşürüldüğü daha önce açıklanmış, İran ise bunu reddetmişti. Kesin kanıtlar olmasa reddetmeyi sürdürürlerdi ama bu mümkün görünmeyince kabullendiler.

Uçağın Rus yapısı yerden havaya atılan füzeyle yanlışlıkla düşürüldüğü iddia edilmiş ve güçlü kanıtlar sunulmuştu, İran da kabul etti.

Bunun İran için uluslararası alanda güçlü bir prestij kaybı olduğunu belirtmek gerekiyor. Neyinize gerek nükleer güç olmak? Bir olay olur, heyecanlanır, atom bombasını yanlış yere atarsınız!

Uçakta ölen 176 kişinin 138’ini Kanadalı İranlılar oluşturuyordu. Kanada’da yaklaşık 11.000 İran vatandaşı üniversitelerde okuyor ve bu ülkede 300.000 kadar İran kökenli yaşıyor. Öğrenciler yarı yıl tatilinde İran’da ailelerini ziyarete gelmişler ve geri dönüyorlardı.

İran vatandaşları 2017 yılından beri ABD hava sahasından geçemiyor. İran’dan Kanada’ya en uygun havayolu da bu durumda Kiev üzerinden geçiyor.

Her hafta yeni bir olayın olduğu Ortadoğu’da Süleymani’nin öldürülmesi konusu kapandı, bir ay sonra insanların hafızasında epeyce geriye gitmiş olacak…

Süleymani’nin Irak’ta öldürülmesi aslında bu ülkedeki ABD-İran çatışmasına dikkat çekmeliydi ama gölgede kaldı. Irak’ta hem ABD hem de İran’a karşı yapılan gösterilerde geçtiğimiz yılın Ekim-Aralık ayları arasında 500 kişi öldü, 20.000 kişi de yaralandı. Ölümlerde İranlı silahlı milislerin öncelikli payı bulunuyor.

Irak’ta ekonomik durum hiç iyi değil, bazı bölgelerde işsizlik oranı yüzde 50 civarındadır. Petrol zengini bir ülkedeki bu yoksulluğun nedeni büyük yolsuzluklar ve nüfusun çok küçük bölümünün ülke bütçesini sürekli yağmalamasıdır.

İran’da da benzer durum var. Bu ülke petrol ve doğal gaz bakımından zengin ama halk yoksulluk ve işsizlikten kurtulamıyor. Kanada örneğinde de görüldüğü gibi özellikle gençler fırsatını bulunca gidiyorlar, dışarıda okuyorlar ve orada yerleşiyorlar.

Irak’taki bir başka gelişme de 2016-2018 yılları arasında intiharların yaklaşık yüzde 30 artarak yılda 383’ten 519’a yükselmesidir.

Irak’taki protestoların önemli yanı ülkenin Şii nüfus ağırlıklı güneyinde gerçekleşmesidir. Kerbela ve Necef kentlerinde İran konsolosluklarının yakılması bir göstergedir. İran nüfusun çoğunluğunun Şii olduğu Irak’ta ordu, polis ve hükümet organlarına güçlü biçimde girmiş durumdadır ve bu ülkedeki varlığını istemeyen Şii gençleri öldürmekten başka çıkış yolu bulamamaktadır. Bilinen suçlama: arkalarında ABD var! Ortadoğu’da yolsuzluğun nedeni de ABD’dir, İran kısa süre önce böyle bir açıklama yapmıştı!

Tehdit, şantaj, bol miktarda yalan ve palavra!

Ne kadarı tutarsa artık…

“80 ABD askeri öldürdük” demişlerdi, yaralı bile olmadığı ortaya çıkınca kendi açıklamalarını unuttular… Dahası, füzeleri boş alanlara attıkları ortaya çıktı.

Bu numaraları yıllardan beri değişik konularda Suriye’de fazlasıyla görüyoruz ama güçlü bir devlet geleneğine sahip olan İran’ın daha ciddi olması beklenirdi.

Irak’ta Suriye’nin aksine olarak Rusya bulunmadığı için ABD ile İran karşıtlığı daha doğrudan görülebiliyor. Ve Suriye’de görülmeyen bir protesto gerçekleşiyor: Iraktaki Şii gençler ülkelerindeki İran nüfuzuna karşı çıkıyorlar. Hem ABD’ye hem de İran’a karşılar…

Ortadoğu’da insanların öncelikle mezhep çemberi dışına çıkmaları gerekiyor.

Sözde anti emperyalistlerin üstünü biraz kazıyın, altta mezhebi görürsünüz. Mezhepçilik emperyalizm karşıtlığı maskesiyle gizlenmektedir. Mezhepçilik yerli gericiliği savunmanın bir çeşididir.

Umarım Iraklı Şii gençlerin protesto anlayışı yayılarak sürer…