Öküz ölür, ortaklık bozulur! Yazdır


Açık konuşmakta yarar bulunuyor: ülke tarihinin hiçbir döneminde bu kadar çok sayıda geri zekalı denilebilecek tip kendisini solcu, devrimci, sosyalist olarak göstermemişti. Bilgi düzeyleri çok düşük, olaylar arasında bağlantı kurabilecek zihinsel kapasiteye sahip değiller, isim takmanın değil mekanizmayı açıklamanın önemli olduğundan habersizler ama hiç durmadan konuşuyorlar.

Devrimci görünmek zor değil; biraz Deniz Gezmiş veya Mahir Çayan dersiniz, üstüne Marx ve Lenin hakkında da iki söz ettiniz mi, devrimci olursunuz!

Bu ülkenin devrimci hareketinin gelişebilmesinin önde gelen koşullarından bir tanesi bu tür safraları bertaraf etmektir. Bunlardan hiçbir şey olmaz. Zaten kendilerinin de böyle bir niyeti bulunmuyor. Çaplarına uygun olarak yapabildikleri tek şey kendilerini geliştirmek yerine başkalarını aşağıya çekmeye çalışarak durumu eşitlemeye çalışmaktır.

Mesela birisi der ki; “Lenin Rusya’da devrim yaptı!

Garibim Lenin’in Çarlık Rusya’sına değil, demokratik devrim yapılmış Rusya’ya döndüğünü ve bu ülkede sosyalist devrim yaptığını bilmiyor. Aslında biliyor ama olaylar arasında bağlantı kurma yeteneği bulunmuyor. Lenin Nisan 1917’de ülkeye geldiğinde Çarlık Şubat devrimiyle devrilmişti.

Başka bir belirleme de benzer özelliğe sahiptir.

Deniliyor ki: PKK/YPG, ABD emperyalizmiyle işbirliği içindedir.

Evet, öyledir. Durum ortadadır. ABD Suriye’de bulunmazsa YPG orada tutunamaz. Bir yandan Türkiye diğer yandan Suriye saldırır ve bölgede tutunamaz.

Çinlilerin güzel sözünü sürekli tekrarlarım: Kurbağa gökyüzünü kuyunun ağzı kadar sanır. Bu insanlar da gerçeği sahip oldukları düşük bilgi ve zihinsel kapasitelerinin geriliği düzeyiyle kavrayabildiklerinden ibaret sanıyorlar.

İki örnek vereyim.

Birincisi; Lenin 1917’de Rusya ile savaş halinde olan Alman emperyalizminin izin ve onayıyla trenle bu ülkeden geçerek Rusya’ya gidebildi.

Önce İngiltere’ye gidip oradan gemiyle Norveç’e geçmeyi ve oradan da Rusya’ya ulaşmayı planladılar ama Rusya ile müttefik olan ve savaşın sürmesini isteyen İngiltere’nin onları tutuklayabileceğini düşündüler ve vazgeçtiler.

Almanya Lenin ve onunla birlikte olan Bolşeviklerin trenle ülkesinden geçerek Rusya’ya gitmesine neden izin verdi?

Bu insanlar savaşın sona ermesini savunuyordu ve bu da Almanya’nın işine geliyordu. Böylece doğu cephesinde savaş bitecek ve oradaki askerler batı cephesine getirilecek, Fransa’ya karşı savaşta ek güç olacaklardı.

O yıllarda yolcu uçağı bulunmadığı için Almanya üzerinden trenle gitmekten başka yol bulunmuyordu. Tarafların çıkarları uyuşuyordu. Lenin ülkeye gitmek istiyordu ve sonradan da görülebileceği gibi gidemeseydi, Kerensky Hükümeti’nin desteklenmesini savunan ve ülkedeki Bolşeviklerin bir bölümünün de dahil olduğu muhalefeti sosyalist devrim konusunda ikna edemezdi.

Almanya da doğuda savaşın bitmesini istiyordu.

Ekim devrimi sonrasında gerçekten savaş bitirildi. Öküz öldü ve ortaklık bozuldu. Taraflar amaçlarına ulaşmışlardı ve artık düşmanlıklarını açık olarak gösterebilirlerdi.

Sonraki gelişmeleri atlıyorum.

İkincisi; İkinci Dünya Savaşı sırasında SSCB, ABD ile birlikte aynı cephede savaşmadı mı? Bu savaş sırasında ABD müttefikine askeri malzeme desteği sağlamadı mı?

Zıtlıklarını, düşmanlıklarını unutmadılar ama çıkarları uyuştuğu sürece de birbirlerini kollayarak işbirliği yaptılar.

Mesela Normandiya Çıkarması ancak Kızıl Ordu’nun Nazileri yendiği ve hızla ilerlediği belli oluncaya kadar bekletildi.

Bu kişiler “Normandiya nedir?” diye sorabilir, açıklamayacağım.

Almanya yenildi, savaş bitti; öküz öldü ve ortaklık bozuldu.

SSCB, faşist Almanya-İtalya-Japonya üçlüsüne karşı ABD-İngiltere-Fransa ile aynı cephede savaştı.

ABD’nin Pearl Harbor baskını sonrasında Japonya’ya savaş ilan etmesi SSCB’nin özellikle işine yaradı çünkü Japonya Mançurya’ya saldırmıştı ve SSCB bir cephe daha açmak zorundaydı.

Savaşın bitiminden kısa süre sonra Soğuk Savaş başlayacaktı. Birlikte hareket etmek tarafların çıkarlarına artık uygun değildi.

Politik mücadele böyle yürütülüyor.

Çıkarları şu veya bu süre uyuştuğu zaman hasımlar pekala işbirliği yapabilirler.

Öküz ne zaman ölür, ortaklık nasıl bozulur veya bozulur mu; her durumun ayrı incelenmesi gerekir. Burada önemli olan tarihte hasımların işbirliğinin başka ve çok daha büyük örneklerinin bulunmasıdır.

Anlamanın zor olduğunu sanmıyorum, anlamak için niyet varsa tabii…

Önce durumu anlamak gerekir. Bunu yapamıyorsanız karşı çıkmanız da, savunmanız da anlam taşımaz.

 

Taraflardan birisi işbirliği süreci içinde ayrışabilir ve bir bölüm işbirliği yapılan hasmın sürekli yanına da geçebilir. Her şey mümkündür ama asıl olan süreci anlamaktır.