Aşı karşıtlığı Yazdır


Covid-19’a karşı aşıya karşı olmak bize özgü bir durum değildir, değişik oranlarda neredeyse tüm ülkelerde bulunmaktadır. Mesela Almanya’daki aşı karşıtları az değildir… Başka ülkede de var mıdır bilmiyorum ama bu ülkede aşırı sağcı bir parti (AfD) aşı karşıtıdır. Bunlara göre Covid-19 gerçekte bir çeşit griptir, böyle bir virüs yoktur. Dolayısıyla gerek aşı gerekse de bu virüse karşı günlük hayatta alınan önlemlerin tümü gereksizdir.

Bizde olmuyor ama Almanya’da –başka ülkelerde de olsa gerektir- aşıya ve virüsle ilgili kısıtlamalara yönelik protestolar yaşanmaktadır ve katılım da az değildir.

Karşı olmanın gerekçesi ülkesine göre değişmektedir: virüs uydurmadır, politik oyundur, insanlara çip yerleştiriliyor, aşı iktidarsızlık yapıyor vb.

Göründüğü kadarıyla kış aylarında BionTech aşının üçüncü dozu öncelikle risk gruplarından başlanarak yapılacaktır. İkinci aşı ile üçüncüsü arasında en az altı ay bulunması gerekmektedir.

Mesele yüzme bilmeyip ya da az bilip de denize girmek ve açıklara gitmek kadar basit olsa, “ölmek isteyen ölsün, uğraşmak gerekmez” diyebilirsiniz. Aşı konusunda ise durum bu kadar basit değildir çünkü insanlar iç içe yaşamakta ve birisindeki bulaşıcı bir hastalık diğerlerini etkilemektedir. Aşı olan virüs kapmaz diye bir şey yoktur sadece hafif geçirmektedir. Mesela Almanya’da 80 yaşın üzerindekilerde bu virüs nedeniyle ölüm neredeyse sıfırlandı ve bunun da temel nedeni aşılamadır.

Bu virüse karşı en iyi önlem sağlam bir bünyeye sahip olmaktır ve bu da doğuştan gelmekten çok sağlığına dikkat etmekle gerçekleşebilir. Konuyla ilgilenmeyen insan sayısı da az değildir, ilgilenmesinler, yapılabilecek bir şey yoktur.

İletişim teknolojisinin gelişmesi her çeşit bilginin –doğru, yanlış ve hatta saçma- büyük hızla yayılmasını sağlıyor. Çoğu insan basit neden-sonuç ilişkisiyle düşündüğünden ve görüntüye kandığından yanlış ve hatta saçma bilgilere kolayca inanabiliyor. Bu insanları ikna etmeye çalışmak gerekmez; yanlışlarının sonuçlarıyla karşılaştıklarında –eğer hala yaşıyorlarsa- durumu belki anlarlar.

Virüse karşı mücadelede başarılı ya da başarısız olmanın doğrudan politik sonucu bulunmuyor. Bu konuda başarısız ülkelerden bir tanesi İngiltere’dir ama bu başarısızlık Johnson’un politik desteğinde büyük düşmeye yol açmamıştır.

Trump ABD başkanlık seçimini kazanamadı ama yine de yüksek oy aldı. Trump yönetimi virüsle mücadelede başarısız olanların başında gelmektedir. Bunun önde gelen nedeni çok kişinin sağlık sigortasının bulunmamasıdır.

Uydurmadan kim ölmüş?

Deniliyordu ki, kapitalizm bu virüs aracılığıyla yaşlı nüfustan ve dolayısıyla yüksek sağlık harcamalarından ve emeklilik ödemelerinden kurtulacaktır.

Diyelim İngiltere’de gerçekten böyle yapılmaya çalışıldı, peki Almanya’da neden yapılmadı? İkisi de kapitalist ülkedir, öyle değil mi?

Almanya’da aşılama neden 80 yaş üzerinden başlıyor?

Çok sayıda insanın kafası bu kadar çok şeyi düşünecek kadar çalışmıyor.

Tek örnekten genellemeye gitmek bu tür kafaların tipik özelliğidir.

Geç aşı oldum. Nedeni de aşıyla ilgili uydurmalara inanmam değil, aşı olmaktan nefret etmem oldu. Daha sonra aşının 50 yıl öncesindeki gibi olmadığını öğrenince “olabilirim” diye düşündüm. İlkokuldaki zorunlu aşıların dışında hayatımda ilk kez aşı oldum. Ender grip olduğum için grip aşısı bile olmuyordum. İhtiyacınız yoksa ne gerek var?

Daha önce de yazmıştım: aşı olacak iseniz ve şu veya bu alerjiniz var ise, daha önce mutlaka doktorla konuşun.

BionTech aşısı alerjisi olanlar için önerilmiyor. Bu durumdaki kişilere daha önce bazı uygulamalar yapılması gerekiyormuş; nedir, bilmiyorum.