mihrac ural yalanları nasıl ortaya çıkarıldı? Yazdır


Artık biliyorsunuz, Mihrac Ural bir suç makinesi olmasının yanı sıra aynı zamanda da bir yalan makinesi… Doğru söylediği bir şey yok… kazara verdiği bir bilgi doğru ise, mutlaka hata yapmıştır da doğruyu söylemiştir!

Bu adamın çok sayıda yalanını ortaya çıkardık. Hem de öyle ortaya çıkardık ki, karşılığında sadece bağırıp çağırıyor. “Hayır, bunlar doğru değildir” de diyemiyor.

En büyük işimiz, 32 yıldır üzerine hayatını kurduğu yalanı ortaya çıkarmaktı:

Mihrac Ural yakalandığında hiç işkence görmedi, polisle anlaştı ve hizmetleri karşılığında da ifadesi polis tarafından düzenlendi.

32 yıldır neredeyse her şeyini “üç hafta işkence gördüm, acayip direndim” hikayesi üzerine oturtmuştu. Hepsi yalan çıktı!

Peki nasıl çıktı?

Yöntem, somuta inmektir.

Dikkat edin, sürekli olarak genel bilgi verir, somuta inmez.

Bu nedenle yapılması gereken, ayrıntılı bilgi istemekti. Biz de öyle yaptık.

“Boş sayfa ifade mi verdim” diyorsun…

Şu ifadeni ortaya çıkar da biz de inanalım.

Yok, çıkaramıyor. Zira çıkardığı anda o ifadenin polis tarafından düzenlendiğini somut olarak göstereceğiz. Bu nedenle ortaya çıkaramıyor.

“Üç hafta işkence gördüm” diyorsun…

Anlat bakalım, nasıl işkence gördün?

Bunu sorarken, anlatmaya başlayınca çuvallayacağını biliyorduk.

Mihrac Ural hiç işkence görmedi ve bu nedenle de işkenceyi uydurmaya kalktığı anda çuvallar.

Nitekim de öyle oldu…

Sadece kaba dayak yemiş…

Bak sen! Üç hafta poliste kalana sadece dayak mı atılır? Nerde kaldı falaka?

Söyleyemiyor! Çünkü “falaka yediysen sende hiç iz yoktu, bu nasıl iş” diye sorulacağını biliyor.

Bunun yerine “saatler süren şalterli elektrik işkencesinden” söz ediyor.

Şalterli elektrik! Şaşırmayın, bu işkence çeşidi ilk ve son olarak Mihrac Ural’a uygulanmış…

Normal bir insan, Mihrac Ural’ın kelimeleriyle “şalteri indir şalteri kaldır” türü bir elektrik işkencesinde, yani şehir belki de sanayi cereyanı kullanılarak yapılan bir işkencede, bırakın saatleri, bir dakika bile dayanamaz ve oracıkta ölür.

Ancak Mihrac Ural bu! Palavrada ve yalanda sınır tanımıyor…

“Uğur Gür’e suikast yapanlarla ilgili birisiyle İstanbul polisinde iken birlikteydim” dedi.

Oysa ki adam o sırada hapisteymiş… Bu da yalan çıktı…

Bir soru daha kaldı, onu da soralım:

Diyor ki, “polis tarafından üç hafta dolaştırıldım.”

Bu kadar! Ayrıntı yok!

Nerelere götürdüler seni aslanım, anlatsana…

Gezmeye çıkarmadıklarına göre seni bazı yerlere götürdüler.

Nerelere ve neden götürdüler?

Birileriyle mi yüzleştirdiler?

Kim bunlar, söyle de onlara da soralım.

Yoksa seni yer göstermen için mi dolaştırmışlardı?

İlk sorulara cevap veremezsen, geriye sadece bu ihtimal kalıyor.

Yalan söyleyen ayrıntı veremez, genel konuşur.

Aynen Mihrac Ural gibi…

Şimdi bu adama hala inananlar için; ya çıkarları var, özellikle de maddi çıkarları var, onun için böyle yapıyorlar ya da bunlar resmen salaktır dersem, yanılmış mı olurum?