Bir uçak yolcusunun hikayesi Yazdır
İhsan Sağmen tarafından yazıldı   
Çarşamba, 08 Mart 2017 18:51


K.Ö. Viyana havaalanına ulaşmak için üç saat önce yola çıkar. En kısa zamanda uçağa yetişmek için gereken çaba gösterilir. Çantalar Türk Hava Yolları yolcu reyonuna verilir ve biletler OK. olduktan sonra da, şöyle bir kahve içelim diyerek, bir yere oturup hasta annesinin hakkında, kendisini hava alanına getiren refakatçi ailesiyle konuşup, kahvesini içer ve dinlenir.

Tarih;28.10.2016 ve uçak kalkmak üzeridir. Giriş kapısına yönelen K.Ö. uçağa binmektedir. Annesinin rahatsızlığı onu en çok üzen konulardan biridir. Avusturya kimliği taşıdığından Türkiye’ye giriş çıkışlarında pek sorun yoktur normalde, yıllar önce siyasi nedenlerle ceza evinde yatmıştır, fakat en az beş altı defa Dalaman’a uçmuş ve orada izin yapmıştır.

Ailesini ziyaret etmiş, normal bir Avusturya turisti gibi, gezilerini tamamlayıp dönmüştür. Anlayacağınız sorunsuz yolculuklar gerçekleşmiştir.

28.10.2016 THY uçuşunda böyle olmayacaktır. Havaalanı pasaport polisi girişinde sakınca vardır diyerek, üç sivil polisle karşılar K.Ö’yü, Niçin beni durdurdunuz diye sorduğunda, sen şüphelisin denir.

-Önceden ceza almışsın.

-Cezamı çektim süresi bitti. Dinlemek istemeyen polisler, hava alanı kapalı bir hücreye atarlar.

İki gün moral sıfır, telefonuna ve kimliğine el koyup, içindeki bilgileri ve kayıtları kopyalayarak, emanete(!) alırlar.

İki gün içinde hiçbir açıklama yapılmaz. Seyahat özgürlüğü engellenir.

Türk polisi Viyana polisi ile ilişkiye girer ve K.Ö’nün İstanbul’dan teslim alınmasını ister. Telefon konuşmalarında sorunu olmayan yolcuyu geri gönderin denmesine rağmen, ancak Avusturya polisine teslim ederiz denir.

Viyana’dan tarifeli sefer ile bir de tercüman alıp İstanbul havaalanına gelen Avusturya polisine teslim edilir. Viyana polisi gerekçesiz yolcu kabul etmeme formuna bakar ve hiçbir şey yazmıyor bu formda, bizi buraya niye çağırdınız, sorusuna cevap verilmeden, polise kimlik ve telefonunu, çanta ve özel eşyalarıyla teslim edip, Viyana’ya geri gönderirler.

K.Ö. Arkadaşlarını haberdar etmek ister, fakat kimse ne olduğunu anlayamaz. Avusturya’ya geri döndüğünde, herkesle konuştuğunda sorun ortaya çıkar. Türk içişleri bakanlığı gerekçesiz olarak yolcu kabul etmemiştir.

Viyana Türk konsolosluğuna gidilerek resmi açıklama istenir. Konsolos yedek görevlisi Orhan Çelik; “Sizi Suriye ve Irak’ geçebilecek şüpheli olarak görmüş olabilirler” demiştir. Doğaldır ki, tahmin olarak kullanılan bu söz, tatminkar değildir.

K.Ö. Haala niçin Türkiye’ye giremediğini bilmiyor.