gerçekler daha fazla kararmadan... Yazdır
Erkan Ulaşan tarafından yazıldı   
Perşembe, 17 Aralık 2009 22:44


Nebil, 1978 Mart ayında İstanbul’da Şirinevlerde bir dükkânda yakalanmıştır.  

Daha öncede yazdığım gibi, 1978 Aralık ayının son günlerinde Bayrampaşa cezaevine ziyarete gittiğimde bana nasıl nasıl yakalandığını da anlatmıştır. 

 Nebil’e Mihraç URAL’dan bir pusula gelir. Bu pusulada; kimi doküman, broşür, para ve silahları almak üzere bir dükkâna gitmesi istenmiş, söz konusu yere gittiğinde de polisler tarafından yakalanmıştır. 

Mehmet YAVUZ, 2009 Mayıs ayında Ali Ezger ÖZYÜREK ile yaptığı görüşmede Nebil’in ilk yakalanmasını sorduğunda aldığı yanıtı şu şekilde anlatmıştır:  

            “Nebil’in ilk yakalanması Şirinevler’deki bir elektrikçi dükkânında olmuş. Örgütle bağlantılı olan bu dükkânda tek başına yakalanmış ve bundan hiç birimizin haberi dahi olmamıştı.” (A.E.Ö.’den aktaran M.Yavuz)           

Bu anlatım ana hatları ile Nebil’in bana anlattıkları ile uyuşmaktadır.

 Mehmet YAVUZ, günler öncesinden Nebil’in yakalanmalarının karanlıkta kalan yönleri yakında aydınlanacaktır diye yaptığı duyuruyu nihayet kaynak göstermeden (Adalet Bakanlığından alındığı düşünülen bilgileri) Nebil nasıl yakandı? başlıklı bir yazı ile devrimci kamuoyu ile paylaşmıştır.

            ” Samsun’da kuyumcu soygununa katılan A.B. İstanbul Aksaraydaki devrimci Has-İş sendika binasında yakalanır.

Nebil Rahuma’nın Zeytinburnu’nda kaldığı ev bu kişi tarafından polise verilir. Nebil Rahuma da aynı gün kısa süreli bir çatışma ile Zeytinburnu'ndaki bu evde yakalanır. 13 Mart 1978 tarihinde tutuklanarak Sagmalcılar Cezaevine gönderilir... Nebil, esareti ilk böyle tanır."           

Görüldüğü gibi gerek Nebil’in nasıl yakalandığı konusunda bana anlatımı, gerekse de Ali Ezger Özyürek’in M. Yavuz’a anlatımı ile son açıklamaları arasında bir uyum görülmemektedir.  

Bu uyumsuzluklar nelerdir?

1-     Nebil, bu yakalanmasında polisle hiçbir şekilde çatışmaya girmemiştir.

2-     Nebil, A.B. tarafından gösterilen evde değil, bir dükkânda yakalanmıştır.

3-     Nebil, , Zeytinburnu’nda değil, Bahçelievler Şirinevlerde yakalanmıştır.

 

 İlgili bakanlıktan almış olduğun bu bilgiler gerçeği yansıtmamaktadır. 

Ben olsam kendime şu soruları sorardım;  

Bakanlık neden gerçekleri çarpıttı acaba?  

Orta yerde Nebil’in anlattıkları duruyorken, A.E.Özyürek’in ağzından ilk yakalanmasını kendi kulaklarınla duymuşken, neden bu anlatılanlara itibar etmiyorsun da devletin sana verdiği bilgilere itibar ediyorsun? 

M.Yavuz, Nebil’in yakalanmalarında karanlık bir nokta yokken, her şey gün gibi ortadayken, karanlıklardan bahsediyor.

Karanlıklar aydınlanmıyor, tam tersi aydınlıklar karartılmaya mı çalışılıyor?

Nebil  firarından sonra bir kez daha yakalanır... 

Dönemin TERCÜMAN gazetesi Nebil'in ikinci yakalanmasını da karartmaya çalışır.

 

13 Haziran 1978 tarihli Tercüman gazetesi ikinci yakalanmada verdiği haberle de gerçeği çarpıtmaya çalışmıştır. 

Bu gazete haberinin küpürü NEBİLRAHUMA-TARİH blogunda da yayınlanmıştır.

İlgilenenlerin blogu ziyareti önerilir. 

Tekrar ölü konuşturuculuğu yapacağım, Nebil her iki yakalanmasıda kendisine aynı kişi tarafından gönderilen pusula sonucunda olmuştur. 

Devrimci kamuoyunun çok iyi bildiği gibi dönemin Tercüman gazetesi, polis ve MHP'nin güdümünde bir gazetedir. 

Ben olsam kendime bu haberi okuduktan sonra kendiğme şu soruyu bir kez daha sorardım; Polis ve MHP'nin gazetesi neden gerçekleri çarpıtıyor acaba?

 Amaç, karanlıkta kalan yönleri aydınlatmaksa bu soruları kendi kendime sormam gerekir. 

Yok; amaç; gerçekleri karartmak ise resmi belgeler ve resmi ideolojinin gazetelerindeki haberlere itibar ederdim... 

Şimdilik bu kadar.