Suriye'yi fiilen İran yönetiyor Yazdır


ANF El Ekrad karargahında

 

BAHOZ DENİZ - EZAZ  

 

Cephet El Ekrad yani Kürt Cephesi… El Ekrad adını, 2013'te kurulduktan kısa süre sonra IŞİD'le girdiği ilk çatışmada IŞİD Emiri Ebu Musab'ı esir almasıyla duyurdu. Ebu Musab'ı sağ yakalamaları uluslararası medyanın ve Suriye'deki savaşta taraf olan tüm devletlerin dikkatini bu örgütün üzerine çekti. Daha sonra ise birçok alanda IŞİD'e adeta kök söktürmesiyle iyice tanındı. Girdiği çatışmalarda alan hakimiyeti sağlaması ve yaptığı başarılı askeri operasyonlarla artık Suriye iç savaşında önemli bir aktör haline geldi.

Cephet El Ekrad, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) çatısı altında Şubat 2013'te kuruluşunu ilan etti ve hala da ÖSO'ya bağlı olduğunu her fırsatta dile getiriyor. Herkesin merak ettiği El Ekrad örgütünün ana karargahına ilk kez ANF olarak girme fırsatını bulduk. Cephet El Ekrad Genel Komutanı Heci Ehmet El Kurdi ile saatler süren bir görüşme yaptık ve kontrolündeki alanları gezdik.

Komutan El Kurdi, şimdiye kadar -güvenlik kaygısından olsa gerek- hiçbir şekilde kendi fotoğrafını çektirmemiş ve bu görüşmemizde de fotoğrafını çekmemize izin vermedi. Buna karşın alandaki savaşçılarını fotoğraflayabileceğimizi söyledi.

Peki kimlerden oluşuyor örgüt? İdeolojileri, savaş motivasyonu nedir? Gücünü nereden alıyor? Amacı nedir? Suriye'deki iç savaşın seyri hakkındaki görüşleri nelerdir?

İşte El Ekrad Genel Komutan Heci Ehmet El Kurdi'nin örgütü ve Suriye iç savaşıyla ilgili söyledikleri:  

 

DEVRİME KENDİ ADIMIZLA KATILDIK

Cephet El Ekrad bir 'Demokratik Suriye' projesidir. YPG gibi değiliz. YPG Rojava Kurdistanı'nın ulusal savunma gücü ve Rojava'da faaliyet yürütüyor. Biz ise tüm Suriye'de faaliyetlerde bulunuruz. Kuruluş aşamasında hemen hemen her kesime, inanç gruplarına giderek projemizi anlattık ve onların da fikirlerini aldık.  20 Şubat 2013 tarihinde kuruluşumuzu ilan ettik. El Ekrad sadece Kürt savaşçılardan oluşan bir örgüt değil. Bünyesinde her inançtan ve her milletten savaşçı vardır. Kuruluş amacımız; Rojava dışında kalan Kürtleri ve bizden yardım talep eden herkesi savunmak ve aynı zamanda Özgür Suriye Ordusu çatı altında kendi adımızla devrimde yer almaktır. Araplar, Kürtlere 'Ekrad' derler. O yüzden adımız Cephet El Ekrad yani; Kürt Cephesi demek. Kürt kelimesini özellikle seçtik ki devrimde Kürt kimliğimizle yer alalım, başka grupların adıyla hareket etmeyelim diye.  İlk örgütlenmemizi Ezaz bölgesinde yaptık ve ilk savaşçılarımız da sadece Kürt gençleriydi. Bunun nedeni adımızdaki 'Kürt' kelimesinden dolayı. Rojava'daki YPG'nin askeri başarıları Rojava dışında yaşayan Kürt gençlerini de etkiledi. Akın akın saflarımıza katılmasını sağladı. 2 taburla başladık, kısa sürede 41 tabura kadar çıktık. Tabii Kürtlerin dışında diğer milletlerden ve inançtan gençler de katıldı bize zamanla. Binlerce savaşçımızla şuanda Suriye'nin tüm bölgelerinde faaliyet gösterebiliyoruz. Gittiğimiz her alanda kısa sürede etkinliğimizi ortaya koyuyoruz ve dikkate alınan bir güç haline geliyoruz.

 

EBU MUSAB NASIL YAKALANDI?

ÖSO 2011'de kuruldu, biz ise 2013 tarihinde kurulduk. Sahadaki askeri mesafeyi çok kısa sürede kapattık. Bu kadar kısa sürede bu kadar etkin duruma gelmemizin sebebi şuydu: Kürtler Suriye'nin her alanında vardı ama örgütlü değillerdi. Böyle bir örgütün kurulduğunu öğrenince hem de adında 'Kürt' kelimesi olan bir örgütte toplanmaları zor olmadı. Bizde örgüt disiplini üst düzeydedir ve askeri eğitimden önceki ideolojik eğitimlerimiz kısa sürede savaşçılarımızı profesyonel hale getiriyor.

İlk çatışmamız IŞİD ile oldu. O çatışmada IŞİD Emiri Ebu Musab'ı sağ yakaladık. Açıkçası o kadar önemli biri olduğunu ilk başta bilmiyorduk. Yakaladıktan sonra bütün dünya bizi tanıdı. Bir çok devlet bizimle irtibat kurmak istedi. ABD bile devreye girdi. Bize dolaylı yollardan ulaşıp 'Bu adamı bize verin, size istediğini verelim' mesajı gönderdiler.

Ama hiç dikkate bile almadık o devletleri, vaatlerini. Biz Ebu Musab'ı esir alınca IŞİD bölgedeki köylere girip çok sayıda sivil insanı rehin aldı ve emiri serbest bırakmamamız halinde bütün sivilleri öldüreceğini söyledi. Yüzlerce sivilin canı daha değerli diye düşündük ve emiri serbest bıraktık.

 

TÜRKİYE BİZİM İÇİN ÖZEL MASA AÇTI

Biz güçlendikçe bize karşı siyasi oyunlar da geliştirildi. Bir çok devlet bize karşı hamleler yaptı. Bu devletlerin başında Türkiye geliyor. Daha kurulalı 4 ay olmuştu ki Türkiye bizim için özel 'masa' açtı. Antep'te başında valinin olduğu bu özel masada bize karşı politikalar ve hamleler geliştirdiler. Onlara göre Rojava'da YPG'nin kontrolünde olmayan ara bölgelerde bizim güçlenmemiz ve alana hakim olmamız onların ilerde felaketi olabilir diye düşünüyorlar. Daha işin başında önlem almaya başladılar. Bize karşı çeteleri örgütleyip üzerimize saldılar. Bunların başında IŞİD geliyor. IŞİD, Tel Ebyad, Tel Aran gibi bölgelerde 'Kürtlerin malı, canı, namusu helaldir' diye fetva çıkardı ve Kürt katliamına girişti. Onlarla savaştık ve büyük darbeler vurduk. Her alanda Kürtlere saldırdılar. En son Kobanê'ye saldırmak istedi ama YPG karşısında yerle bir oldu. YPG'nin vurduğu gibi biz de vurup bitireceğiz o çeteyi.

 

ÖSO AMACINDAN SAPTI, MAŞA OLDU!

Biz ilk günden beri ÖSO çatısı altında faaliyet gösterdik ve hala öyleyiz. ÖSO'nun askeri konsey üyelerinden biriyiz. Ama ÖSO amacından saptı. Ortak uyguladığımız kararlar yok. Ana komutanlık Türkiye'de buluyor. Ama merkezi karar alıp organize, kontrol, uygulama mekanizması yoktur. Mesela YPG öyle değil. Ana karargahı var; aldığı her karara bütün birimleri uyar.  Hiçbir birim ana karargah dışında herhangi bir karar alıp uygulayamaz.  ÖSO örgütsüz olduğu için hiçbir grup diğer grupla hareket etmez. Her grup kendi amacı doğrultusunda hareket ediyor. Her örgüt bulunduğu alanda üstünlük kurmaya çalışıyor. Biz ÖSO gruplarıyla toplandığımızda 'IŞİD'ten uzak durun, onlar buralı değil ve karanlık bir örgüttür, yarın size yönelip sizi yok edecekler' dedik ama 'Onlar mücahittir' diye cevap verdiler. Bugün sonuca baktığımızda biz haklıymışız. IŞİD birçok ÖSO grubunu tasfiye edip yerine geçti. Şuanda ÖSO gruplarına parayı kim verse o yönetir, istediği yere saldırtır. Kürtlere karşı savaştırmak için sınırsız para ve silah verdiler bu gruplara. Artık devrim rayından çıktı. Şu anda hiçbir grup devrimi düşünmüyor, uluslararası güçlerden alacağı parayı hesaplıyor. Hiçbiri halka dayanmıyor, para veren devletlerin elinde artık sadece birer maşa oldular. Her grubun arkasında bir devlet, bir istihbarat örgütü vardır. Öyle ki batılı devletlerin istihbarat örgütleri gelip görüşme yaptıklarında ilk sözleri ' Kaç savaşçınız var' oluyor. Bu bile Suriye iç savaşını anlatmaya yeter. Halka dayanmadığı, örgütlü olmadığı ve ortak bir amaçları olmadığı için bir adım bile ilerleyemediler. Suriye'de halka dayanan, örgütlü olan en başta Kürtlerdir. Asla yenilmeyecekler bu yüzden. Kürtlerden sonra İslami gruplar gelir. Onlar da az çok halka dayanıyor. Ama devrim diye ortaya çıkan ÖSO grupları mevcut hal ve mantıklarıyla hiçbir şey yapamaz, dış destek kesildiği anda yok olup gidecekler.

Biz tamamen halka dayanıyoruz. Her alanda gücümüzü halktan alıyoruz. Başka da bir yerden destek almıyoruz. YPG ya da TEV-DEM'le herhangi ortaklığımız yok. Onlar Kürt örgütleridir ve kendi bölgelerinde faaliyetleri gayet başarılı şekilde yürütüyor. YPG ile ya da başka herhangi bir Kürt oluşumla asla çatışmayız.

 

SURİYE'NİN GELECEĞİ KARANLIK!

Suriye ile ilgili ufukta herhangi ciddi bir proje yoktur. Kürtler zaten YPG öncülüğünde kendi bölgelerini özgürleştirdiler, sistemlerini kurdular. Bu anlamda Kürtlerden sonra halka ve geleceğe dönük ciddi çalışmalar yapan İslami gruplar vardır sadece. Radikal grupların yanı sıra daha ılımlı islami gruplar da çalışmalar yapıyor. Şuanda batılı devletlerin gönderdiği yardımların büyük kısmı İslami grupların eline geçiyor.

 

SURİYE'Yİ FİİLEN İRAN YÖNETİYOR

Suriye, devlet olarak kalsaydı çoktan düşerdi. Devlet olmaktan çoktan çıktı. Rejimi ayakta tutan İran ve Hizbullah'tır. Baas rejimi var ama ülke fiilen İran'a geçti. İran yönetiyor. Kontrol eden ve savaşan İran ve Hizbullah'tır. Suriye savaş konseyinde 5 kişi var; 2'si İran'dan, 2'si Hizbullah'tan, 1'i de Suriye rejimindedir. Beyin İran, vücut da Hizbullah'tır Suriye'de.

AMACIMIZ DEMOKRATİK BİR ÜLKEDİR

Biz Cephet El Ekrad olarak istediğimiz, amacımız demokratik bir Suriye'dir. Her halkın özgürce yaşadığı, her farklı inancın kendine yaşam alanı bulduğu, tüm haklarının anayasal güvence alındığı özgür bir ülke istiyoruz. Birbirimizi yok ederek değil, birlikte ve özgür bir ülke yaratmaktır temel felsefemiz. Bu motivasyonla savaşıyoruz. Her halka, her inanca saygımız var ve onları korumak görevimizdir. Bizden yardım talep kim olursa olsun onların canını, malını korumakla yükümlüyüz.

ANF, 20 Nisan 2014