mihrac ural ve faiz cebiroğlu |
Demir Bilgin (kimdir?) =Faiz Cebiroğlu “Cabiroğlu”
Sayın Demir Bilgin, Faiz Cabiroglu Küfür Mihraç’ın işidir. Pedagog olarak incelerseniz yazdıklarında bol miktarda bulursunuz. Cabiroğlu, Mihraç Ural’ı savunmak için kolları sıvamış. Hayırlar olsun. Ancak gerçek kimliğinizde yazsanız daha etkili olmaz mı? Siz kaleminizi satmışsınız ve yahut kiraya verdiniz
Kendi yalanlarınızı sıralayacak olursak
1- Atak dergisinde birlikte olduğunuzu söylüyorsunuz (o döneme ait kayıtlarda adınız var mı?. Bu ad Demir Bilgin mi? Ya da Faiz Cebiroğlu mu?) Sayın Cabiroğlu; Demir Bilgin’i ne zaman yarattınız? Atak Dergisi’nin yayınlarında yok. Çünkü Demir Bilgin o zaman yoktu. O zaman Faiz Cebiroğlu vardı.
Engin Erkiner’in (*alıntı) satırlarında ‘tanımadığı insan hakkında yazmayacağını, sitesine ondan habersiz girildiğini anlatmıştır. Bir yazısında ‘ Mihraç Ural kim, tanımam’ sözü vardır. Eğer tanımıyorsanız sizin sitenizde ve bu adamın sitesinde ne arıyor isminiz yazılarınız?
Pedagog Faiz Cabiroğlu ya da Cebiroğlu bu KATİL ADAMLA çıkarın ne?
Devrimcilerin katilini koruyanlara kampanya başlatmışsınız. İtirafçı Küfürbaz Takımı başlıklı yazınızda hangi ‘insan’ figüründen yanasınız?!
Bu adamın sitesine giriniz ve diğer ‘hain’ sitesine orada küfürlerini göreceksiniz. Enginer’e ‘orospuları taşıyan taksici’ sözünden tutunda neler neler?
Küfür militanını niye savunursunuz.
Hümanist katil olmaz. O devrimcilerin katilidir. Ona nasıl hümanist dersiniz?
Tövbekar ise yine sizin Adamınız Mihraç’dır. Dine imana sarılarak, namaz kılarak solcu olduğuna bin kez tövbe edende odur. Zira zenginliğini devrimci kanlarıyla sağlamıştır. Öldürdüğü devrimcilere mevlud okutanda odur. Mezar fotoğrafları ile kendi öldürdüklerini dualar eşliğinde şehitlik mertebesine ulaştıran da odur.
İtirafçı mı? Siz hiçbir lider gördünüz mü kendini lider olarak tasvir eden. Ve yoldaşlarına kendini övdüren ‘psikolojik işkence ile yazdırdığı mektuplarla tehdit eden.
Size bir önerim var Mihraç katilinin çocukluğuna ininiz. Belki ona yardımcı olursunuz. Çünkü orada büyük travmanın olduğunu göreceksiniz.
1-Tövbekar, itirafçı ve küfürbazlara” sözlerinizle kutladığınız bu müsvette devrimci katilini iyi okuyunuz! Tehditlerini de öğrenirsiniz.
2-Mihrac Ural’ı ”Toplumsal Kurtuluş” dergisini çıkarmakta olduğumuz zamanlarda tanıdım. ATAK dergisini çıkardılar. Derginin basımı ve dağıtımında öncü oldum. Atak dergisinin tüm bildirileri bende duruyor. Mihraç, bir fikir gerillasıdır! Tekrar ediyorum. İste bu 2 numaralı cümlenizle Faiz Cabiroğlu olduğunuz ortaya çıkıyor. Fikir gerillası nedir? Muhaberat gerillası olmasın?
Görüyorum ki, Muhaberat Gerillasını savunacak denli kaygansınız. Hani Mihraç Ural’ı tanımıyordunuz? Sakın demeyin, ‘Ben Demir Bilgin değilim?” ‘Tanımam onu’. ATAK Dergisi’nde Demir Bilgin adını çıkarın ortaya. Ne oldu da Mihraç Ural’ın koruması oluverdiniz? Hani Faiz Cabiroğlu olarak da tanımıyordunuz?
Antakya’ya gidememekten mi korkuyorsunuz?
Tıpkı diğer arkadaşlarınızı tehdit ettiği gibi sizi de korkuttu mu? Üzüntüm bir pedagogun bir devrimci katili, küfürbazı, hokkabazı koruması. Hiç olmazsa mesleğinize hakaret etmeyin. Ya da mesleğinizi bırakıp Şam’a gidiniz. O turizm tesislerinde size de yer verir.
Sizde yalancısınız, ikiyüzlüsünüz ve korkaksınız. Ve komiksiniz.
NOT: Engin Erkiner’in sitesinde bazı yazılarda küfür vardır. Devrimci katillerine küfür edilir. Bende hepinize …TİR’… diyorum. Küfür bazen gereklidir. Tıpkı Çetin Altan’ın, Aziz Nesin’in, Neyzen Tevfik’in, Can Yücel’in kaleminde olduğu gibi. Hatta dünya edebiyatlarında da bol küfürlü önemli yazarların eserleri vardır. ‘Küfür’ kullanılmak için üretilmiş bir kelimedir. Önemli olan kullanıldığı yer, kişi/lerdir. Onlara da söyleyecek sözünüz var mı Cabiroğlu veya Cebiroğlu yahut Bilgin? “ Acı olan şudur: İnsanın kendi kendine ihanet etmesidir!’ diyen Demir Bilgin-Faiz Cabiroğlu tam yerinde bir kelamdır. Siz yarattığınız ‘SİZLERE’ ihanet ediyorsunuz.
ALINTI: Son gelismelerEngin Erkiner tarafından yazıldı Pazar, 04 Ocak 2009 00:11 Başlıca üç yeni gelişme var. Okurlarımıza iletelim:Öncelikle sayfamızı yeniden düzenledik. Önceki fazla karışmıştı. Gelişmelere gelince:Birincisi: Bir polisi deşifre etmek başlıklı yazıda sözünü ettiğim Faiz Cabiroğlu beni aradı. “Sizi tanımıyorum ve sizinle ilgili hiç bir şey yazmadım” dedi. Mantıklı bir açıklama zira ben de kendisini tanımıyordum ve tanımadığım bir kişinin benimle ne işi olabilir diye de merak ediyordum. Ancak çok sayıda insana kendisine ait olan blogdan benim hakkımda yazılar gittiği de açık. Zaten ben de Faiz adını onlardan duymuştum. Bunları kendisine ilettim. Sonra durum biraz olsun ortaya çıktı: Blogunu kendisinin dışında başkaları da kullanabiliyormuş. Anlaşılan kendisinin haberi olmadan etrafa bir sürü şey gönderilmiş. Bunun nasıl yapıldığını bilmem mümkün değil. Kendisine de ilettim: İnternet ortamında özellikle dikkatli olun yoksa ilginiz bulunmayan konulara karıştırılmanız işten bile değildir. (…)Arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim, diye bir söz vardır. Gerçekten de öyle! Cemil Esad, Mihrac yoldaş, pavyoncu Zafer... Başka isimler de eklenebilir ama bu kadarı yeter. Gerçekten birbirlerine uyuyorlar! |