sami'nin kızına mektup Yazdır


Sevgili kızım, sitede yayınlanan mektubunu okudum.

Kayıp baba.
Ve babasız-eşsiz büyüyen sen ve annen.
Biliyorum içinde bir volkan kaynıyor.

Şimdilik Bunlar fışkırdı yazılarına.

Kara haberi vermek kolay değil üzerinden yıllar geçse de.
Baban öldü kızım.

Daha doğrusu öldürüldü.
Bunu sen de biliyorsun
Karşısına dikildiği düzenin adamları tarafından yani düşman tarafından öldürülmedi.
Dostum yoldaşım dediği uğruna ölümleri göğüslediği batınen musa zahiren firavun tarafından öldürüldü.

Onu öldürenler,onun gibilerin yarattığı maddi değerlerle senin gibi olan çocuklarına güzel ve lüks bir yaşam sundular.

Halbuki onlar ne sadece onun çocukları ıcın ne de senin içindi.

Onlar tüm çocuklar için güzel bir  dünya içindi.
Ve onlar ki, baban gibi - yezit deyip öldürdükleri için şimdi şehit diyerek- ağıt yakıyorlar.


Aaa o ben miyim diyerek baban için oralarda arayın diyerek adresler veriyor

 Bizleri kandırdığını sanıyorlar.

Baban ve baban gibi öldürülenlerin yarattığı o mutteşem kimliğe bürünerek foyası çıkmış eski ve yeni tetikçiler şimdi Firavunların el ve eteğini yalıyorlar.

Kişiliksizliklerini kimlikle gizlemeye calışıyorlar
Vel hasıl kızım;
Boş aslan yatağında tilki kuyruk sallıyor.
Evet

 Gerçekler böyle işte.

Bir ağa ağaçtan oklukta çıkıyor boklukta.

Dostoyaveki’nin “Suç Ve Ceza” diye diye bir romanı var okudun mu bilmiyorum..
Okumadıysan al hemen oku.
Okuduysan bir kez daha oku.
Orada da bir katilin ruh hali ve o ruh halinin sürüklediği dehşetengiz  bir serüven var.
Kaçan katil ve kovalayan kurban var.
Ölüler hesap sormaz soramaz deme kızım.
Öldürenler
Sessiz sitemsiz sanma ha.

Ölüler dirilerden daha iyi hesap sorarlar.Çünkü olayı ikisinden -katil ve kurban- daha iyi bilen üçüncü bir şahıs olamaz.


Baban soracaktır neden yaptın.

Başkasına yalan söyleyebilir ama
İşte ona yalan söyleyemez katil.
Seni ben öldürmedim diyebilirmi hiç?
Sen seni bu adreste ara diyebilir mi hiç?
Ben seni tanımıyorum diyebilirmi hiç?
Eşinin çocuklarının gözüne baktığında babanın ve diğer kurbanlarının gözleri çıkar karşısına.
Sen diye bir ses duyduğunda o sesin sahibinin ya babanın yada diğer kurbanlarının sesleri gelir kulagına.

Katilsin sen katilsin sen diye haykıran.
Her şey üstüne üstüne gider katilin.
Baban öldürüldü kızım.

Güvendiği yoldaşım dediği ve sırtını döndüğü katili öldürdü onu.
Nasıl öldü.
Nasıl oldürdü ölürken en dedi onu sadece o bilir kızım.
Yaşayanlardan kaçar kurtulur belki ama ölülerden kurtulmak imkansızdır.

Yarana tuz bas kızım.
Belkide onunda senin gibi bir kızı var mı bilemem..
Varsa belki seni o da okumuştur.
Kendini senin yerine de koymuş olabilir belkide.
Kemanda çalar mı bilmem.
Çünkü ağıt ve çığlık seslerini en güzel veren alet kemandır.
Kemanın yayı her tele değdiğinde bir kurbanın sesini verir gizlice katil katil diyerek.
Tüm tellerden dökülen ezgiler kurbanlarının yakınlarının ve senin gibi öksüzlerinin çığlığıdır katili deliye çeviren.
Evet kızım baban öldürüldü.
Bir firavun öldürdü onu.
Mezarınıda o biliyor sadece.
Biz uzaktayız kızım.
Söyle diyoruz söyletemiyoruz.
Oysa,
Onları geri istiyoruz.
Biliyoruz ki geri gelemeyecekler

 Ama biz onları geri istiyoruz.
Ve istemeyede devam edeceğiz.

Ama bunlar senin yaşadıklarını silemeyecek onuda biliyoruz
Sitemlerinde haksız değilsin kızım.
Seni ve senin gibi diğer yoldaşlarımızın yakınlarından tüm insanlardan binlerce kez özür diliyoruz.
Ellerimizde değilse de üzerimize sıçramış kan var kızım
Onun için
......................................................................

........................................................................

Ama herşeye rağmen ON ları geri istiyoruz.