mehmet yavuz üç maymunları oynuyor Yazdır


THKP-C (ACİLCİLER) tarihine bir köşeden sızmış. Antakya Armutlu mahallesinde sızmış oldugu kuvvetle muhtemel. Sanırım bir kaç yerde, mahalle kavgalarına falan da katılmış olmalı. Bunu şurdan anlıyoruz. Adam, Mihrac Ural’ın eylem arkadaşı oldugunu söylüyor. Bu bakımdan, merkezi bir eylemde yer almadıgı anlaşılıyor. 12 eylül döneminde kısa bir süre hapse bile girmiş. Demek ki, mahalleden bir yerlerde faşistlerle taşlı –sopalı bir kavganın orta yerinde oldugu da muhakkak.

Sonra ne olmuş dersiniz? Ne olacak, 30 sene hiç kimseyle ilişki kurmamış ve tatlı canını kurtarmak adına dünyalık peşinde koşturup durmuş. Kendisine sorarsanız, uluslararası bir şirket kurarak, ‘’memleket ekonomisinin kalkınması adına saçını süpürge yapmış’’ Kurumsal görüşmeler yapmak ve bulundugu firma adına Mehmet Ağar’ından tutunuz da Dogu Perinçek’e kadar girip çıkmadıgı kapı kalmamış. İstanbul valisi ile ‘’Emekci kamyon şoförlerinin( siz bunu nakliyat şirketi patronları olarak anlayım) sorunlarını yüzyüze görüşmüş. Parlamento’dan tutunuz da, taa avrupa’lara kadar kıvırmadık kalça, öpmedik el, yüz sürmedik kapı bırakmamış. ‘’ortalık oglanı’’ tabirini kullanmaya alışkın bir jargonu kullanma alışkanlıgı olduguna göre, çok yıpranmış oldugu anlaşılıyor. Kolay degil elbette, kolay olmadıgını bildiğinden olsa gerek, başından geçenleri bir çırpıda rahatlıkla anlatabiliyor.

Başarmış(!) ama, binbir türlü eza’ya katlanmasına karşılık başarmış.

Kendi tabiriyle, o şimdi müstesna iş adamlarımızdan birisidir. Aldıgı ödüller bunun ispatı..

Ayıp mı? Diye soruyor. Ayıp degil Mehmetcik memet. Allah iyiliğini versin ,ayıp olur mu? Senin, bu soruyu sorman,abesle iştigal etmektir. Çalışmışsın, emek harcamışsın, saçını süpürge yapmış, onca namussuzsun,hain’in, katil’in,eroin kaçakçısı, susurluk baglantılı derin devlet önünde gerdan büküp bel kıvırmışsın. Bunun ayıp olacak nesi var.

Amaç; Para kazanmak: Amaç; Dünyalıgı kurtarmak. Amaç; Duymamak,görmemek,ses çıkartmamak olur da, araç;Her yol mübah sayılırsa elbette ayıp olmaz.Seni ayıplayanlar utansın memett, (Engin Erkiner utansın evvela, sonra Hasan Balcı,daha sonra istersen ben utanayım) aldırma için rahat olsun.

Takma kafana...

Baksana memet, kadim dostun Mihrac Ural ayıplıyor mu seni? Ayıplamaz, ayıplayamaz. Demek ki dogru yoldasın aslanım, devam et.

12 eylül’den sonra, bu güzel ülkemizde herşey değişti memet. Bunu anlamayan cahiller az değil biliyorsun. Hiçbir şey’in, artık eskisi gibi olmayacagı çok açık. ‘’Bu ülkeyi kurtaracagız’’ diye yola çıkan ‘’baldırı çıplaklardan’’ çok çektik çook. Baksana, senin o güzelim tespitlerinle söyleyecek olursak,’’vatanın ve milletin bölünmez bütünlügüne kasteden bölücüler, az kalsın karpuz gibi ikiye bölüp ,bizi parça parça edeceklerdi,  vay efendim Kürt,Türk, arap, çerkez diye diye, üstelikte siyasilerimizin tüm uyarılarını dikkate almadan emperyalist şer odaklarının  tuzagına düşüreceklerdi’’ sagolasın memedim. Engin düşüncelerinden feyz adık (faiz’de aldı mı bilmem ama E.Erkiner’le Hasan’ın aldıgı kesindir!)

Yaz, Memet yaz. O güçlü kaleminle durma yaz. Ortagın, Muhabarat ajanı Mihrac Ural’ın senden feyz alıyor olması yeter de artar bile, gerisi hikaye, onları boşver..

Maddi olarak güçlü olunmadan, düzen değişikligine soyunan gariban solculardan kimseye hayır gelmez, biliyorsun. Baksana, kadim dostun Mihrac ural bile bunun farkında,’yazmalarım ve okumalarım için bir köy satın alıp ortasına da, taş’tan bir şato inşa ettirecegim’’ diyor.’’ Akıllı adam’dır vesselam. Çulsuz devrimciligin bir b... yaramadıgını şak diye anlamış. ‘’yazmaları ve okumaları’’ için ona bir şato mutlaka gerekli.

 Mihrac Ural’a ne güzel hitap etmişsin, seni bir kez daha taktir ettim mehmetcik memet... Sahi ne demiştin ? ‘’Ne büyük adammışsın meger, Mihrac Ural’’ demiştin değil mi?  Evet evet aynen böyle söylemiştin hatırlıyorum.

Mihrac Ural,bunun karşılıgını anında iade etti sanırım. Çömezlerine haber yolladı ve ‘’hepinizin, birer Mehmet Yavuz olmanızı istiyorum’’ dedi. Kalp kalbe karşıdır memet, kolaymı? 30 yllık bir yoldaşlık, Lanet kör şeytana, kem gözlerden sakının derim.Allah iyiliğinizi versin.

Yalnız, biraz daha bekleseydin be memet.  Az biraz daha bekleseydin eger,  ‘’büyük adam’’ olmadıgını, ’’çok büyük adam’’oldugunu görseydin de ondan sonra taktir etseydin olmaz mıydı yani?

10 kişiyi öldürmüş, arkadaşlarını ihbar edip gammazlamış, şatolar, gazinolar,tatil evleri , turizm tesisleri, yüz yataklı pansiyonları olan, yada ,olması için hayaller kurup projelerini böbürlene böbürlene rastgele insanlara anlatan, Silah kaçakcılıgını yaptıgını bile utanmadan ve pervasızca,internette çetleştigi insanlara bir övünç vesilesiymişcesine anlatan bir adam’a , ‘’büyük adammışssın vesselam’’ demek için az daha beklemeliydin. Büyük değil,’’çok çok büyük adammışsın vesselam’’ derdin o zaman. Siciline bir yıldız, payına bırazcık zam yapılırdı belki. Ekmek parası memet, anlarsın ya...

Önemli değil memet, sen bir yolunu bulur ve’’büyük değil, çok çok büyük adammışşsın vesselam ‘’dersin.  Bu işlerin erbabısın, yol yolak görmüş adamsın. Hatırlarmısın, sana akıl vermeye kalkanlar oldu. ‘’Mihrac seni yer, sokakta bırakır ‘’diyenler oldu. Dediler de n’oldu? ‘’ben kolay lokma olmam’’ demiştin. Haklı çıktın memet. Aferin sana,devam et.

Unutmadan, sana birşey soracagım mehmet.Sahi be, şu mezar işlerinin pirim yaptıgını nerden ögrendin? 20 senedir Mihracı görmemiştin. Birden bire, bir mezar tutturdun ki sorma gitsin. Basit’deki mezarlıktan feyz almışsındır, uyanık. Mademki,  Mihrac basit’teki yoldaşların (öldürdügü yoldaşlarımız)ın mezarlarında tepiniyor, öyleyse sen neden tepinmeyesin ki, gerçekten böyle mi düşündün bre.İnanmıyorum.eger sahiden öyle düşünmüşsen yuh olsun sana. Değer miydi? be memet.

Lanet olası bir lokma ‘’ekmek davası’’na Nebil gibi bir yiğide kıyılır mıydı? Söyle kıyılırmıydı be memet...

Bilimiyor muydun,gerçekten duymamış mıydın? Mihrac Ural tarafından, pusula tuzagına düşürülerek iki kere üst üste nebil’e ihanet edidiğini duymamış mıydın? Katiller cinayet mahalinde dolaşırlarmış memet. İyi güzel de sen ne arıyorsun o mahalde peki. Bu bile, başlı başına bir suç ortaklıgı sayılmaz mı Güzel Memet?

Yavuz Memet.

Nebil’i sattın memet. Ekmegine kan damlattın haberin ola. Bu yetmedi, hızını alamadın ve 30 yıllık arkadaşını (Mustafa Burgaz’ı da sattın) Sen, Mihrac Ural’dan da baskın çıktın. Taa 1976’lara gittin ve Mustafa Burgaz’ın, o tarihten beri MİT ile ilşikisi olduğunu ve örgütü o tarihten beri sattıgını yazdın. Bre İblis, bu zamana kadar neredeydin? Yeni mi duydun? Kim söyledi bunları sana? Daha geçen sene, Mustafa Burgaz’a sarılıp öpen, anıları yadeden, özlem gideren, sen değil miydin?

N’oldu sana? Senin yaptıgın ‘’atatürkcülüge ‘’sıgar mı şimdi? Kapısını çaldıgın, ’’Kurumsal sorunlarını  görüştügün’’,’’el-etek öpüp, önünde bel kıvıdrıgın’’ Mehmet Ağar bile senin yaptıklarını yapmamış, Susurlukcu katillerini korumuştu. Sen ne yaptın ? Sakın aynı şeyi yapıyorum deme bana. Senin yaptıgın çok farklı. Muhabarat ajanı bir katili korumak için, 30 yıllık arkadaşına kara çalmaya yeltendin. Adam ol adam...

Ne güzel de ögrenmişsiniz. Sende mi başladın ‘’belge varmı belge’’ diye bağırmaya. Acele etme memet. Dur bakalım, dinlen biraz, soluklan. AğababanMihrac’ da, bir ay öncesine kadar bağırıyordu. ‘’Belge var mı belge’’ diyordu. Ne oldu peki? İn’ine kadar girdik ve yedi sülalesinin, Haydar Yılmaz’ın tabiriyle, cemaziye evvelini’’ortaya  döktük. Gıkı çıkıyor mu dürzünün. ‘’süt dökmüş kediye dönüverdi’’. Bir süre böyle devam edecek, unutulur sanacak, unutulmadıgını görecek. Bitmiyor, Güzel memet bitmiyor.

Bitirmek istesek de bitmiyor, Yavuz Memet.

Korku filmi seyreder gibiyiz (sen görmüyorsun, öylesine bakıyorsun,bakıyor görmüyorsun, görmek istemiyorsun, korkuyorsun, utanacagından korkuyorsun) Her gün yeni bir cinayet heberi alıyoruz. Bugünlerde, SAMANDAG’dayız memet haberin ola. Öldürülerek sessizce kaybedilen bir devrimcinin peşindeyiz, adını soyadını tesbit ettik.  Daha başkaları da var memet. Teker teker tespit ediyoruz. Sen ekmek kavgası verirken bizde, sizin tabirinizle ‘boş işler ‘peşinde koşuyoruz. Olan oldu bir kere, Cezaevi deyimiyle söylüyorum. Mihrac’ın façası bozuldu.Kendine mukayet ol bari. ’’Yırtık don’dan çıkar gibi çıktın’,’ boyundan büyük işlere karıştın ve semeresini de çekeceksin. Senin başkalarına yaptıgın herzelerine cevap verilmeyecegini mi sanıyordun? Mihrac Ural’ın tetikciligine soyunmanın vebali ağırdır memet. Bunu bilmen gerekir.

Sami’nin elleri taşlarla ezilecek, puslu bir gecenın zifiri karanlığında, elleri ayakları bağlanarak bir çuvala konularak, ak denize atılacak, başında nöbet tutan Cafer, Sami’ye yapılan işkencelerin şoku ile intihar edecek ve ‘’kalp’ten ölmüş’’olacak...

Yusuf, sokak ortasında, hain bir tetikci tarafından kurşunlanıp kan kaybından ölecek, Nebil; 30 senedir kimsesizler mezarlıgında, soluk soluga yatarken, iki kapı ötedeki anacıgına bir tek söz söylenmeyecek. 30 sene sonra,’’..Nebil’in katil’i yanımıza geldi, yüzüne tükürdük, cebine harclık koyup gönderdik’’ denilecek, bütün bunlar yetmezmiş gibi,’’..Nebil’i Balıkesir’de öldürdüler ‘’ diye hedef şaşırtılacak ve bütün bu herzelerin musebibi bir katil’in; Pislikleri ortaya dökülmeye başlandıgı bir anda, senin gibi tetikciler tarafından, talimatlı ‘aklanma’ operasyonu başlatılacak ve ’’Büyük adam’mış sın vesselam Mihrac Ural’’ diye ‘’ övgüler’’ sıralanacak, öyle mi? Yavuz memet. Bu kadar basit mi? Dersin. 

Niçin bagırıyorsunuz? ‘’...bunlar engerekler, çıyanlardır. Bunlar aşımıza ekmegimize göz koyanlardır’’diye yazıyorsunuz(!)

Korkma memet, ‘’aşına, ekmegine göz koydugumuz falan yok.

Sözümüz var. Mihrac Ural’a el koyacagız. Tetikcilerle işimiz yok, deşifre edip bırakacagız.

Bu memlekette iki tane’’meslek’’gurubu vardır, uyanık.

Birincisi; senin gibi komisyoncular,

İkincisi; oto-park yerlerindeki  ‘’degnekci’’lerdir. Her ikisi de;’’Emek verdiklerini,alın teri döktüklerini ‘’iddia  ederler.Her ikisi de,müşterilerinin önünde takla atar,arkalarından nanik yaparlar.Söyle bakalım kuzum. Sen kimin ardı sıra ‘’nanik’’yapıyorsun?

Engin’i mahkemeye verecekmişsin. Çok iyi düşünmüşsün. Kutlarım.Mahkeme masrafları, avukat vs derken ufakta olsa bir harclık kopartırsın. Vallahi hiçç tınlama,’’büyük adam’’ın, yoldaşın, iş ortagın, kadim dostun, MİHRAC’ın,oflar puflar ama eşek gibi masraflarını ödemek zorunda dır.Eee kolay mı  yani, senin, Ömer’den neyin eksik, allah aşkına...

‘’Bal tutan parmagını yalar’’ya, işte öyle bir şey...