Suriye’de uzun yıllar (1980-92) kaldıktan sonra Türkiye’ye dönen ve şu sıralar avrupa’da bulunan eski bir arkadaş’tan gelen telefon üzerine buluştuk. Arkadaşımız, Mihrac Ural’ın Suriye’ye geldigi günden beri  en yakınında bulunmuş bir kişidir. Bu site’de yazılan her yazıyı okudugunu ve söyleyecekleri oldugunu anlattı.

Bazı konuların iç yüzünü çok iyi bildiğini, kimi olayların da birinci derecede   bizzat tanıgı oldugunu anlatıyordu. Devrimci eylem ve ahlakla kesinlikle ilgisi bulunmayan Mihrac Ural’ın ‘organize karanlık ilişkilerinin’’, devrimci hareketler ve namuslu insanlar  tarafından ögrenilmesi gereketiğine inandıgı için konuşmak istediğini anlattı.

Arkadaşın Türkiye’de yaşadıgını ve ara sıra Suriye’ye gidip geldigini de göz önüne alarak,  ‘’yazabilirsiniz, hiç kimseden çekinecek bir şeyim yok’’ demesine ragmen, ismini şimdilik yazmayacagız. Mihrac Ural’ı kastederek, ’’Bu adamı on sene yazsanız yine de bitiremezsiniz. Çünkü bu adamın attığı her adım da yalan var, söyledigi her sözde mutlaka bir hinlik var.’’ diye söze başlayan Arkadaş, Bizzat tanık olduğu ve içersinde yaşadığı olayları anlattı.

 Konuşma esnasında tuttuğumuz notları olduğu gibi aktarmaya çalışacağız.

Mihrac Ural; Kendi ‘Bloğ logo’sunda, ‘insanlık erdemi(!) gibi sözler sarfederken, öbür yandan, insanlık düşmanı yüz kızartıcı pis işlerin ( EROİN TİCARETİ) içersinde gırtlagına kadar b... battıgını ögrendik. Tahmin ediyor ama bilmiyorduk. Acilcilere, ‘’ ser verdim sır vermedim’’ diye yalan söylerken, meger EROİN TÜCCARLARI’na ‘’NUMUNE’’ veriyor(!) Piyasa tabiriyle ‘’Mal pazarlıyormuş’’ Bu yüz kızartıcı piş işi kimlerle ve nasıl yaptıgını detaylarına varıncaya kadar ögrendik.

 Zihni Alan’la arasının ne zaman ve niçin bozuldugunu, Zihni’yi neden öldürttügünü ögrendik. Zihni Alan’ın ve ölümünden sonra Suriye’deki gelişmelerin  detaylarını da biliyoruz artık.

Cemil Esad tarafından Mihrac Ural’a konulan siyaset yasağı(!), ticaret serbestliği(!) meselesini bilmiyorduk, yeni ögrendik. Hiç şaşırmadık ama ilk kez duyduk.

Mihrac Ural’ın babası, Uruba hareketi ilk kadrosu Zeki el Kasım Ural’ın Suriye’de kimlerle görüştügünü, Zihni Alan cinayetini nasıl ört-bas ettiklerini ögrendik.

Müntecep Kesici (ŞIH) yoldaş’ın nasıl katledildigini, katledilmesinden sonra ona yardım ettiginden şüphelendikleri insanların mallarına el koyarak Basit’e giriş yasagı koydukları ‘sır’ olmaktan çıkmıştır artık .

Müntecep kesici’nin ‘kaza’(!) kurşunu ile öldürüldüğünü söylerken yalan söyledikleri bu gelişmeden sonra tamamen açıga çıkmıştır.

Mihrac Ural ile Bedri Yağan arasındaki ‘’soguk savaş’’ın nedenleri ve Mihrac Ural’ın DS ( Devrimci-Sol) ayrılıgı sırasında Dursun Karataş’a neden sıgındıgını, Bedri’ye olan ‘’düşman”ca tavrın nedenlerini ögrendik.

Mihrac Ural, Ali Çakmaklı’nın öldürüldüğü haberinin geldiği gün, Türkiye’ye kimi gönderdi? ‘’Nebil Rahuma’yı bulun, Nebil’i ÖLDÜRECEKLER’’ diye, karşı tarafı provake ederken ne yapmaya çalışıyordu?

Bunları sırasıyla yazacağız.

Tarihimizi kirleterek, onu üçüncü sınıf bir çapulcular çetesinin ‘’suç örgütü’’ konumuna sokmaya çalışan, Mihrac Ural’ın çirkin yüzünü ve ihanetlerini çok yönlü öğrenmemiz için bizlere  yardımcı olan herkese  teşekkür ediyoruz. 

MİHRAC URAL, EROİN-ESRAR TİCARETİNDE ‘NUMUNE’ TAŞIYOR...!

1- Samandağlı, Uzun Ömer lakaplı, BEDİ HOCA ( ölü) ömrünün sonuna kadar eroin-esrar ticareti ile uğraştı.

2- Harbiyeli Yusuf(Nihat), eski acilci ve TACETTİN SARI ile birlikte 12 Eylül’den önce Suriye’ye ilk kaçan kişi.

Bedi Hoca’nın resmi ortağı ve onun gibi eroin-esrar ticareti ile meşguldür.

3-Mihrac Ural, ( Türkiyeliler arasında Ali hoca, Muhabarat tarafından SIRTLAN  lakaplı) eski Acilci, 12 Eylül öncesi kimseye haber vermeden, Tacettin Sarı’nın peşinden Suriye’ye kaçtı. Polis işbirlikçisi ve devrimcilerin katili. Türkiye’de Acilci, Suriye’de Murtada’cı ve Hatay ‘kurtuluş’ örgütü lideri(!) ya da Uruba’cı olarak geçinir. Para için yapmayacagı şey yoktur.

4- Tacettin Sarı, eski acilci, 12 Eylül’den önce kimseye haber vermeden yurt dışına kaçtı; Suriye’de muhabarat elemanı olarak işe başladı. Orta-Dogu’da bulunan devrimci hareketler adına Mihrac Ural’ın tuttugu raporları  Muhabarat’a rapor eden kişi. Eroin işnde Mihrac’ın hissedarı. Halen Muhabarat elemanı olarak görev yapıyor.

5-Abu Fuvaz, Suriye vatandaşı. Cemil Esad ölmeden önce sag kolu en yakın  adamıydı. Cemil Esad’a gelen telefonlara bakar ve randevularını organize ederdi.

6- Şerif, eski Acilci, 12 Eylül döneminde polise teslim oldu kısa bir süre hapis yattı ve Suriye’ye kaçtı. 30 senedir Mihrac Ural’ın yanında, Suriye’de öldürülen devrimcilerin hepsinde parmagı olan şahıs. Eoin ticaretinde Mihrac Ural’ın ayakçılığını, diger zamanlarda da şoförlügünü yapıyor.

7-Levent, 30 senedir Suriye’de yaşar. Mihrac Ural’ın getir-götür işleri ile meşguldür. İnsiyatifsiz ve edilgen bir kişidir. Mihrac Ural tarafından fazla güvenilmez bir tip olarak görülmesine ragmen, adam yoklugu nedeniyle kullanılmaya devam edilir.

Samandağlı BEDİ HOCA ve ortağı Harbiyeli YUSUF( NİHAT)  EROİN ve ESRAR işinin asıl patronlarıdır. Görevleri, iyi kalitede mal temin etmek ve pazarlanacak yerin adresini MİHRAC URAL ve TACETTİN SARI’ya bildirmektir.

Mihrac Ural ve Tacettin Sarı’nın görevleri, tam bu noktada başlar. Bedi hoca ve Yusuf’dan (Nihat) gelen EROİN ve ESRAR numuneleri, bu kişiler tarafından Şerif ya da Levent kanalıyla alıcıya ulaştırılır. Alıcı taraf, kendilerine getirilen bu ‘numune’leri  inceledikten sonra ‘tamam’ dır diye onay verirse, sevkiyat için bu kişilere talimat verirler. Şerif ya da Levent’ten gelen ‘görüşmenin olumlu geçtiği’ haberi üzerine , Mihrac Ural,  ‘ sevkiyat’ın başlaması için Bedi hoca ve Yusuf’u (Nihat) bilgilendirir  ve böylece sevkiyat işi başlatılır.

Türkiye, Suriye, Lübnan ve Mısır arasında yapılan EROİN-ESRAR ticaretinde Mihrac Ural ve ortağı Tacettin Sarı, Samandağlı BEDİ HOCA ve Harbiye’li Yusuf(NİHAT)’ın  aracısı ve ayakcısıdırlar.

Mihrac Ural bu işte Tacettin Sarı’dan daha fazla kazanmaktadır. Daha fazla kazanmaktadır, çünkü daha çok görev üstlenmektedir.

Pazarlanan ‘mal’ın  asıl sahıpleri ve işin partonları olan Samandağlı, Uzun Ömer lakaplı BEDİ HOCA ve Harbiyeli Yusuf (Nihat)  Suriye ve Lübnan’da deşifre olan kişilerdir. Bu nedenle,  Suriye Lübnan arasındaki sınır geçişleri veya şehirler arası yolculuklarında ciddi güvenlik sorunları vardır. Bu sorun’un çözümü ve Eroin patronlarının serbestce seyahat edebilmeleri için  Mihrac Ural tekrar devreye girer. 

Cemil Esad’ın en yakın adamı ve telefonlarına bakıp randevularını organize eden ABU FUVAZ, bu işle ilgilenir.

Abu Fuvaz, gerekli görüldügü zaman BEDİ HOCA ve YUSUF’u(Nihat), Cemil ESAD’ın arabasıyla dolaştırmakla görevlidir. Cemil ESAD’ın arabası aranmadığı için EROİN-ESRAR patronları sınırlarda, yada Suriye-Lübnan içlerinde kolaylılıkla dolaştırılır.

Mihrac Ural bu işten yüzbinlerce dolar ‘’kazanç’’sağlamıştır.

Mihrac Ural bu işlerle uğraşırken 12 Eylül zindanlarında Acilciler işkence görüyorlardı.

Mihrac Ural, bu işlerden kendisine ‘hediye’ edilen o meşhur beyaz mercedesle dolaşıp, teslim edilen malın karşılığı 100 bin dolar’ları sayarken, Acilciler hapishanelerde açlık grevlerinde günlerce, bazen aylarca aç-susuz yaşıyorlardı.

Mihrac Ural ne söylersek ‘yalan’diyor. “Yapmadım. Ben değilim” diyor. Çömezleri, bir-kaç kişilik çaresizler hep bir agızdan haykırıyor.’’Yapmadı, o değildi’’(!) diyorlar İnkar ediyor. Sorduğumuz hiçbir soruya cevap vermiyor. Üç maymunları oynamaya devam ediyor. İstediklerini yapsın, yalan söylemeye, inkar etmeye devam etsinler. Hiçbir önemi yok. Biz Mihrac Ural’ı ikna etmeye çalışmıyoruz. Devrimci kamuoyunda ve namuslu insanların huzurunda teşhir ediyoruz. Mihrac Ural ve onun gibi ahlaksızları teşhir etmeye de devam edecegiz.

Evet, şimdi herşey daha da netleşiyor. Mihrac Ural ‘’ser verdim sır vermedim’’(!) derken,  ne demek istediğini yeni(!) şimdi daha da iyi anlıyoruz.  Acilciler’e ‘’sır’’ vermezken, EROİN kaçakcılarına’ NUMUNE’ veriyormuş meğer(!) Yazıklar olsun...

İbrahim YALÇIN

Haydar YILMAZ