mihrac ural mülksüzleş ya da... Yazdır


MİHRAC URAL’I MÜLKSÜZLEŞTİRELİM.. !

Bundan bir önceki, Mehmetçik Mehmet Yavuz yalan söylüyor adlı yazımda, Mihrac Ural’ı mülksüzleştirecegimizi, çabalarımızın, bu amaca da yönelik olduguna kısaca değinmiştim.

 Zoruna( !) gitmiş olmalı…

Zoruna gideceğini biliyordum.

 Zoruna gitsin…

Aklınca cevap veriyor( !) Mülksüzleştirmeden hiç bahsetmiyor.  Bunu yazılmamış kabul ediyor( !) cevap( !) yazıyor.. Her zamanki gibi,  ‘kırk dereden su getirerek’,yazdıklarımıza değil, yazmadıklarımıza cavap( !) yazıyor. Kendi çalıp, kendi oynuyor..

Bu böyle olmayacak. Böyle olmuyor Mihrac Ural.

 Açık konuşalım…

Acilcilerin kanları pahasına yaratılan devrimci değerlerimiz,  Cezaevlerin’de ölümle pençeleşen, hasta devrimcilere kan verebilir, Ölüme, adım adım yaklaşan devrimcilere can olabilir.

Olmayan bir örgüt isminin (acilciler) arkasına saklanarak, muhaberat saltanatı sürmene, devrimci değerlerimiz üzerinde aile boyu tepinmenize  daha fazla musaade edilmemelidir.

Mihrac URAL.. !

Biz ne yazmıştık hatırlamaya çalış.

Yazlık, kışlık villalarının olduğunu yazmıştık değil mi ? Köy satın aldığını, on dönümlük zeytinlik bir tarla içersine, taştan bir villa yaptırmak istediğini, bunun için gerekli araziyi çoktan almış olduğunu yazmıştık. Bunları hatırlıyor olmalısın.

Başka ne yazmıştık? Hatırla bakalım.

Silah tüccarlığı işine soyunduğunu yazmıştık. Sosyalist bir ülke (her kimse) sana, Afrika’ya yollanacak silahların aracılığını teklif ettiğini ve senin bu teklifi değerlendirdiğini( !) yazmıştık.

Turizm işine soyunduğunu ve Arap Birliği Merkezi’nin Lazkiye’de kurulacak olması nedeniyle, bu işten bol para kazanmak umuduyla ciddi yatırımlar içersinde olduğunu yazmıştık. Parantez içinde hemen belirteyim, Arap Birliği Merkezi Lazkiye’de kurulmuyor; yanlış bilgilendirilmişsin( !) Her neyse. Turizm tesisleri kurduğunu dile getirmiştik.. Bu iş için, krediye ihtiyaç duymadan 5 milyon dolar yatırabileceğini de...

Kiremit işinde zarar ettiğini, ama, Almanya’da benzin istasyonlarından önemli gelirlerinin olduğunu biliyorduk. Zehir ticareti aracılığında aldığın dolarları yeni örgendik ama, bu bizi fazla ilgilendirmiyor.

O senin yüz karandır. Alnındaki  kara bir leke olarak sende kalsın.

Mafya üyeleri arasında, komisyon karşılığı, tetikçilikten kazandığın( !) dolarlarda sende kalsın, onunla da ilgilenmiyoruz.

Filistin’de öldürülen yoldaşlarımız adına aldığın Kan paralarının, çoluk çocuğunun altında Mercedes araba olduğunu biliyoruz, ayrıca, resimde de yayınladığımız gibi bu paraları HARAMİLER sofrasında zıkkımlananları da biliyoruz; bir kısmını belgeledik gördük.

Bunların peşinde koşturanları da yazıyoruz, okuyorsundur mutlaka.

Mehmetçik Mehmet Yavuz’un sırf bu nedenle senin tetikçiliğini yapıyor. Bunu bilmeyen kalmadı. Sarhoş Ömer  her gittiği yerde zaten açık açık söylüyor. ’’ O paralarda benim de hakkım var’’ diyor. İrfan Ural’ı yazmaya bile gerek yok. İ.Ural, senin amcanın oğlu( !).. Hani şu Ziraat Bankası Samandağ Şubesi’nden alınan 2 milyon lirayı örgüte vermeyerek aralarında bölüşen ‘’ acilci’’ ;daha düne kadar, tıpkı Mehmet Yavuz gibi arkandan konuşan adam, Senin için,’’ o şimdi zengin oldu herkesi unuttu boş ver anmaya değmez’’ diyen adam…

Mihrac Ural,

senin için çok şey yazdık. Yazdığımız her şeyi senden alarak yazdık.

Yatırımlarını, iş yerlerini, yatırım projelerini, turizm tesislerini… Kısacası ne söylemişsek senin ağzından çıktığı gibi söylüyor, kaleme döküyoruz.

Yayınladığımız fotoğraflarını  bile senden aldık. Bunların birçoğunu yazmıyor, kullanmıyoruz.Utanç verici şeyler,yüz kızartıcı, gülünç  ve acınası şeyler…

Arada bir, Engin Erkiner yazıyor.  Engin bile sadece dokundurarak, teğet geçiyor. ‘’ Suriye ile MERCİMEK ticareti, patates ticareti yapın, büyük olanak var’’ diye attığın mailleri bile,senin gibi bir sekreter soytarı’ya dahi yakıştıramıyoruz(!) Her neyse, bunları da geçelim.

Hatırlıyor musun? Bir ara çok büyük laflar ettin (!) Bizleri, örgüt işleyişini bilmememkle eleştirdin(!)

Sermaye’ni az gösterdiğimiz için bize kızdın(!) 15 -20 milyon doları az buldun.  15-20 milyon doların çok üzerinde bir servete sahip oldugunu anlatmaya çalıştın.

Bak bu konuda doğruyu söylediğinden hiç şüphemiz yok. Bizim oralarda güzel bir söz vardır. ‘’ it olalı daha yeni bir av avladın’’ derler. Sen böyle yaptın. İlk defa doğruyu söyledin. Öyle ya.. 35 sene hırsızlık yapan bir soysuz için 15-20 milyon dolar ne ki? Daha fazla olmalı ve daha fazla olduğunu da yine sana  kusturduk…

Sözü daha fazla uzatmanın anlamı yok. Konuya gelelim…

Wernick Korsakof nedir, bilir misin?!

Biliyorsan sözüm yok. Bilmiyorsan, aşağıda yazıyor oku ve öğren!!!

Devrimciler yavaş yavaş bu hastalıktan dolayı ÖLÜYORLAR…

Hani sen hep sözünü edersin ya, hiç yapmadığın halde yaptığını iddia ettiğin  DİRENMEK’ ten dolayı, CEZAEVLERİNDE sakat kalan, ölümcül hastalığa yakalanan devrimciler var. Biraz aşağıda bir kısmının isimlerini yayınlıyoruz.  Orada yazıyor. Bu hastalığa yakalanan devrimcilerin tedavileri iki sene sürüyormuş. Yıllık tedavi masrafları 1.000 dolar civarında ve iki yıllık tedavi masrafı da 2.000 dolar ediyor.

Çok basit ve kaba bir hesapla,400 devrimcinin iki yıllık tedavi masrafı 800 bin dolar tutarındadır. Ne demek istediğimi anladığını umarım.

Adam ol, bizler seni mülksüzleştirmeden,sen kendi kendini mülksüzleştir. Geç kalmış sayılmazsın, cezaevlerinde, dışarda,  her gün hücre hücre ölen devrimciler var, bu konuda birşeyler yapmak isteyen kurum,ve devrimci kuruluşlarla ilişkiye geç ve el koydugun ACİLCİLER’in devrim ve sosyalizmin hizmetinde kullanılmak üzere yarattıgı değerlerini, Ölümle pençeleşen devrimci militanların tedavilerinde kullanılmak üzere DEVRET…

MİHRAC URAL ‘ÖZÜR DİLE’

Sen ömrün boyunca bir gün çalışmadın. Ot yiyerek(!) de bu para birikmez biliyorsun.

Bu servetin büyük bir kısmı THKP-C Acilciler militanlarının yarattığı değerlerdir. Bu değerler senin kişisel servetin olsun diye değil, Türkiye devrimci hareketinin gelişimine ivme katması için, bir çoğumuzun hayatımızı ortaya koyarak yaratmış olduğu devrimci değerlerdir. Devrimcilerin yarattıgı değerler,devrimin ve devrimci mücadelede direnenlerin ortak mülkiyetidir.

Cezaevlerinde ölüm sınırında yaşayan ve acil tedaviye muhtaç devrimcilerin bu paraya ihtiyaçları var. Tam sırası  Mihrac URAL…

Pis işlerden kazandığın paralar senin olsun. Eroin ticaretinden aldığın komisyon senindir(!)  Tetikçilikten kazandığın dolarlar da senindir.

Kaçakçılardan yürüttüğün hırsızlık malların bizden ırak olsun. Onlarda  senindir.

Senin olmayan, ölülerimizin emekleridir. Senin olmayan Zindanlarda yıllarca yatan, işkence gören yoldaşlarımızın değerleridir. THKP-C ACİLCİLER’in değerleridir. Bu değerler, Türkiye devrimci hareketinin geneli adına yaratılmış devrimci değerlerdir. Parti, örgüt, grup farkı gözetmeksizin tüm devrimcilerin ve devrimci hareketlerin değerleridir.

Değerlerimizi gerçek sahiplerine iade etmekle yükümlüsün.

SÖZ BİTTİ  MİHRAC URAL…

Sözün bittiği yerdeyiz. Daha fazla yalan söyleyemezsin. Gerçekleri daha fazla karartamazsın. Yorgan küçük, ne söylersen söyle, kıçın hep açıkta(!) kalıyor. Palavralarınla, yalanlarınla insanları kandıramayacağını sende biliyorsun.

Seni çok iyi anlıyoruz. 32 sene YALAN SÖYLEDİN. 32 sene İHANET ettin .  Bunları  bir çırpıda kabullenmen zor olacak… Ancak unutma, İhanetin neresinde dönersen, senin için bir artı olacaktır.

Türkiye devrimcilerinden Özür dile…

Cezaevlerinde direnen devricilerden Özür dile..

Eski yoldaşlarından özür dile…

Ölülerimizden Özür dile…

Ölülerimiz adına NEBİL RAHUMA’ DAN ve ALİ ÇAKMAKLI’ DAN özür dile…

GÖKHAN SAÇ’DAN( SAMİ)  özür dile…

ZİHNİ ALAN’DAN (YUSUF)   özür dile…

MÜNTECEP KESİCİ’DEN(ŞIH) özür dile…

Kaçırarak elini ayaklarını bağlayıp işkence ettiğin devrimcilerden(  yoldaşlarından) özür dile…

Yaptığın yüz kızartıcı pis işlerden dolayı tüm devrimcilerden özür dile…

Öldürdüğün,öldürttüğün yoldaşlarımızın yetim kalan çocuklarından, eşlerinden,annelerinden,babalarından özür dile…

Filistin’de, Filistinlilere öldürttüğün militanlarımızdan özür dile…

Kara çaldığın, haklarından yalan yalan söylediğin herkesten,en çok da, eski yoldaşlarından özür dile…

Gasp ettiğin devrimci değerleri, devrimcilere DEVRET ve adam gibi, Türkiye HALKLARINDAN ( özellikle Kürtlerden) ÖZÜR DİLE ve kurtul bu pislikten…

Aşağıda yayınladığım listeyi oku ve düşün. Gereğini yap. Biz seni mülksüzleştirmeden sen kendini mülksüzleştir.

Korkma. Bu söylenenleri yaptıktan sonar, korkmana gerek kalmayacaktır.  Bunları yap ve adam gibi adam olmaya başla. Zor değil denemelisin Mihrac Ural.

Bu söylenenleri yapmadığın sürece, iki elimiz yakanda olacaktır UNUTMA… 

 Dinle bak…İnsan Hakları Vakfı Destek Bekliyor.

Ölüm oruçları nedeniyle Wernick Korsakoffa yakalananlar, TİHV’ YE başvuruyorlar. Tedavi iki yıla kadar uzayabiliyor. Kaynaklar yetmediği için Vakıf gönüllüleri acil yardım için kampanya başlatıyorlar.

Ölüm orucu nedeniyle Wernick Korsakoff olan hastaların tedavisi için Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) bünyesinde, bir grup gönüllü vakfa destek olmak ve başvurulara sağlıklı yanıt verebilmek amacıyla bir kampanya başlattı.

Türkiye'de ölüm oruçları ve cezaevleri operasyonlarıyla başlayan ve birçok kişinin sakat kalmasına neden olan süreç sonrasında, operasyonlarda ve ölüm oruçlarında sakatlananlar hayatta kalabilmek için Türkiye İnsan Hakları Vakfı'na başvuru yapıyor.

Tedavi zor ve pahalı ..

Ancak Wernick Korsakoff hastalığının tedavisinin zor ve pahalı olması Vakıf’a ,.başvuruları yanıtlayamaz duruma getirmek üzere.

Özgür Radyo, konuyla ilgili TİHV gönüllülerinden Ergün Sönmez ile görüştü. Sönmez’in sözlerinden satır başları şöyle;

* Vakfın tedavileri karşılayacak ekonomik kaynağı olmadığı için, bir grup gönüllü olarak destek vermek amacıyla, çağrıda bulunduk.

* TİHV 10 yıldır rehabilitasyon ve fizik tedavi desteğini sürdürüyor. Ve bunu karşılıksız yapıyor. Son yıllarda ölüm oruçlarında tahliye edilenlerin başvurularına cevap vermeye çalışıyor. Wernice korsakof ağırlıklı olarak geliyor hastalar.

* TİHV 10 yıldır böyle bir hizmet verdiği için, güvenilir buldukları için başvuruları TİHV'na yapıyorlar. Başvuruların sayısı 300'ü aşmış durumda.

Tedavi iki yıla kadar uzuyor .

* Vakfın şu anda bu tedavileri karşılayacak ekonomik kaynağı da yok. Bu nedenle bir grup gönüllü vakfa destek vermek amacıyla çağrıda bulunduk. Çünkü başvuruları geri çevirmek istemiyoruz. İnsanlar başka bir yere güvenmiyorlar, başka bir yere gitmek istemiyorlar.

* Hayatta kalabilmeleri için tedaviye ve bakıma ihtiyaçları var. Bir kişinin, örneğin sadece mama gideri aylık 750 milyon ve vakıf şu anda mama veremeyecek duruma gelmiş durumda.

* Hastalığın tedavisi bir yılla iki yıl arasında sürüyor. Bir yıllık tedavi masrafı 1000 doları buluyor. Vakıf şu anda ancak 400 dolar ayırabiliyor. Belki bir müddet sonra bunu bile ayıramayacak duruma gelecek.

* Bir grup gönüllü insan vakfa ciddi destek verilmesini ve bu insanların yaşama dönmelerini sağlamak için ya da hayatta kalabilmelerini sağlamak için daha sağlıklı, en azından bulundukları duruma göre kendilerini idame ettirebilmeleri için bu desteğin verilmesini istiyoruz.(ÇM)

CEZAEVLERİNDE 49 AĞIR HASTA TUTSAK VAR

İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) cezaevlerindeki hak ihlalleri raporuna göre, şubat ayı sonu bilgileri itibarıyla, cezaevlerinde toplam 49 ağır hasta var.

İHD sorunun çözülmesi için şunları öneriyor:

"Cezaevlerindeki ağır hasta mahpusların salıverilmemesinin en önemli sebebi Adli Tıp Kurumu'nun hukuka aykırı uygulamalarıdır.

"Adli Tıp Kurumu'na ağır hasta mahpuslarla ilgili verilen yetkilerin üniversitelerin Adli Tıp Anabilim dalı Başkanlıklarına ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı Eğitim-Araştırma Hastanelerine verilmesi sorunun çözümüne önemli katkı sağlayacaktır.

"Ayrıca, Cumhurbaşkanı'nın yasal bağlayıcılığı olmadığı halde af yetkisini kullanırken Adli Tıp Kurumu raporuna başvurması uygulamasından vazgeçmesi gerekmektedir."

Cezaevlerindeki ağır hastaların listesi şöyle:

1

A. Samet Çelik

SİNCAN 2 Nolu F Tipi Cezaevi (MDS Kan kanseri)

2

Mehmet Emin Özkan

MARDİN Cezaevi (Kronik kalp, yüksek tansiyon ve zehirli guatr hastalığı bulunuyor. Cezaevinde yeterli derecede tedavisi yapılmıyor)

3

Erol Zavar

SİNCAN 1 nolu F Tipi Cezaevi (Mesane kanseri. Otuza yakın tıbbi müdahale ya da ameliyat geçirdi. Tecrit koşulları hastalığını ölümcül düzeye taşıdığı gibi hastalık ve rahatsızlıklarla da tanışmasına neden oldu. Cezaevinde bulunduğu sırada başlayan migren ve safra kesesi ağrıları, daha önce geçirdiği tüberküloz, gözaltı sırasında gördüğü işkenceler ile dizlerinde oluşan menüsküs bunların en başta gelenleri. Mart 2007'de safra kesesi alındı. Halen kanama ve ağrılarının devam etmesi nedeniyle tetkikleri yapılmaktadır.)

4

Gazi Dağ

ANTALYA E Tipi Cezaevi (Belden aşağısı felçli, iyileşme şansı bulunmuyor)

5

Halil Güneş

DİYARBAKIR D Tipi Cezaevi (Kemik Kanseri)

6

Hayati Kaytan

SİNCAN F Tipi Cezaevi (Donmadan kaynaklı sol ayak parmakları kökten, sağ ayak parmakları ilk eklemden kesilmiş durumdadır. Sol topuk ve sağ serçe parmak (kemik alınmış) sürekli yara halde bulunmakta, iyileşmemektedir. Beyninde ur nedeniyle ameliyat edildi durumu kötü)

7

Hediye Açık

GEBZE M Tipi Cezaevi (Şarapnel parçaları nedeniyle iki gözünü kaybetmiş. Altı yıl cezaevinde kalmış tedavi edilmemiş 2000 yılında tahliye edilmiş. Üç yıl içinde dört ağır ameliyat geçirmiş. Normal yaşamını sürdürürken yeniden gözaltına alınarak cezaevine konmuş. Halen tutuklu. Böbrek sorunu ve geçirdiği ağır ameliyatlar nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşıyor, beslenemiyor, yaşamını cezaevi koşullarında sürdüremiyor. Merdivenlerden inip çıkarken düşüyor)

8

İnayet Mete

DİYARBAKIR D tipi Cezaevi (Kısa bir süre önce kalp ameliyatı geçirmiş, sık sık kriz geçiriyor, ayrıca siroz hastası, sinir tahripleri, damar tıkanıklığı, bel fıtığı ve dönem dönem vücudunun her tarafından derin yaralar açılıyor)

9

İsmet Ayaz

ADIYAMAN E Tipi Kapalı Cezaevi (10 yıldır "Çölyak" hastası ve kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, bedeni 10 yaşında çocuk gibi.)

10

İzzet Turan

DİYARBAKIR D Tipi Cezaevi (Ankilozon, mide ülseri, kemik erimesi, böbrek yetmezliği, bel fıtığı var)

11

Mehmet Ali Çelebi

BOLU F Tipi Cezaevi (Wernice Korsakof-İleri derecede şizofren. Rapor verilmiyor tahliye edilmiyor.)

12

Nesimi Kalkan

MARDİN E Tipi Cezaevi (Yakalandığı "Çölyak" hastalığı nedeniyle hiçbir ihtiyacını tek başına karşılayamıyor)

13

Hulki Güneş

MUŞ E Tipi Cezaevi ('Ankilozan spandilit')

14

Remzi Aydın

KOCAELİ 1 No'lu F Tipi Cezaevi (Tekerlekli sandalyeye mahkum. 9.5 yıldır cezaevinde bulunmakta, Tekerlekli sandalye ile hareket edebilen mahkum için verilen 20 Şubat 2007 tarihli AİHM kararı "tutukluluk süresi makul süreyi aşmıştır" yönündedir.)

15

Yusuf Kaplan

ELAZIĞ E Tipi Kapalı Cezaevi (85 yaşındaki hükümlünün vücudunun % 79 u felçli. Kaplan'ın kalp yetmezliğinden koroner arter hastalığına, görme sorunundan solunum sistemi rahatsızlığına kadar birçok hastalığı bulunduğu, vücudunun yüzde 79'unu kullanamaz olduğuna dair rapor verdi.)

16

Yaşar İnce

SİNCAN 1 nolu F Tipi Cezaevi (Hepatit B, kalp rahatsızlığı, Kalpte mitral yetmezliği var, bel fıtığı, böbreklerde taş, karaciğerde enfeksiyon yaşamaktadır.)

17

Mesut Deniz

SİNCAN 1 Nolu F Tipi Cezaevi (İleri derece şizofren)

18

Kemal Ertürk

SİNCAN 1 nolu F Tipi cezaevi (Şeker ve hipertansiyon, mide ve bağırsak sorunları nedeniyle halsizlik-ateşlenme, baş ve kas ağrıları, uykusuzluk, gözlerde bulanıklık yaşamakta, ağırlaştırılmış müebbet mahkûmu olduğu için tek kişilik hücrede ve sınırlı havalandırma saati uygulamasına maruz kalarak bu sorunlar daha da ağırlaşmaktadır.)

19

Aslan Karslı

SİLİFKE M Tipi Cezaevi (İleri derecede Korsakof hastası, 5 kez "tahliye" raporu verilmiş, ancak halen salınmıyor)

20

Latif Bodur

MİDYAT M Tipi Cezaevi (Akciğer Kanseri durumu her gün kötüye gidiyor.)

21

Veysi Özer

DİYARBAKIR D Tipi Cezaevi (Kanser hastası tedavi engeli var kemoterapi yapılmasında engeller var)

22

Taylan Çintay

ERZURUM H tipi Cezaevi (Mesane Kanseri)

23

Cengiz Eker

ERZURUM H tipi Cezaevi (3 Kalp damarı tıkalı, tedavi edilmiyor)

24

Kemal Özelmalı

ADANA KÜRKÇÜLER Cezaevi (Wernicke Korsakoff, Durumu ağır. Ara sıra netleşen beynindeki bazı görüntüler kısa bir süre sonra boşlukta yitip gidiyor. Bunların yarattığı psikolojik gerilimler sürekli baş ağrısı, kalp çırpıntısı, solunum sorunu, gözlerin gittikçe bozulması, sindirim sistemi bozukluğu, uyuşma, yürüme zorluğu (duvara tutunarak),hastalıktan kaynaklı diğer sorunlar yaşıyor. İstanbul Adli Tıp'ın 'cezaevinde yatamaz' raporuna rağmen tahliye edilmiyor.)

25

Deniz Yıldız

ADANA/KARATAŞ Cezaevi (Kanser hastası kemoterapi tedavisi görüyor.)

26

Görgün Oktar

MUŞ E Tipi Cezaevi (Akciğer Sönmesi)

27

Lokman Akbaba

KIRIKKALE F Tipi Cezaevi (Sol ve bacakta güçsüzlük, incelme “Dejeneratif omurga hastalığı”, “motor nöron hastalığı veya pes posa sendromu teşhisi”, “hastada klinik MR ve EMG bulgularıyla motor nöron hastalığı” vardır.)

28

Metin Kara

BATMAN Cezaevi (Bağırsak kanseri, beyin hücrelerine müdahele edilmiş, kalp ameliyatı olmuş)

29

M.Sıddık Cengiz

SİİRT E Tipi Cezaevi (Kalp kapakçığında var olan bir sızmadan dolayı sürekli kriz geçiriyor.)

30

Selim Buğrahan

BİNGÖL M Tipi Cezaevi (75 yaşında idrar, böbrek, kalp ve yürümede zorluk çekiyor.)

31

Hüseyin Babar

TEKİRDAĞ F Tipi cezaevi (Verem ve ağırlaşmış zatürree)

32

Memduh Kılıç

Kırıklar 1 Nolu F Tipi cezaevi (Ağır verem hastası,ciğerleri iflas etmiş)

33

Hasan Alkış

KIRIKKALE F Tipi Cezaevi (Kalp hastası adli tıp raporuna rağmen salınmıyor.)

34

Nurettin Soysal

DİYARBAKIR D Tipi Cezaevi (Gırtlak Kanseri)

35

İsa Yağbasan

MİDYAT M Tipi Cezaevi (Kanser hastası)

36

Seyithan Bozdağ

NEVŞEHİR Cezaevi (Başında tümör var)

37

Mehmet Tapar

MALTEPE Kapalı Cezaevi (Tüberküloz hastası)

38

Emrah Kaçar

ANKARA 1 nolu Cezaevi (Hodgkin Lenfoma)

39

Temino Baysal

SİİRT E Tipi Cezaevi (Belden aşağısı felçli)

40

Sibel Kurt

GEBZE M Tipi Cezaevi (Kalp hastası. Kalp ameliyatı olması gerekiyor.)

41

Sedat Erkmen

BATMAN Cezaevi (% 65 özürlü, epilepsi hastası)

42

Aydin Çubukçu

İZMİR/Kırıklar 2 Nolu F Tipi Cezaevi (İleri derecede siroz, tek gözünü kaybetmiş.)

43

Avni Uçar

SİNCAN 2 No'lu F Tipi Cezaevi (Böbrek kanseri sağ böbreği alınmıştır)

44

Seyran Gördük

ALANYA cezaevi (Troid kanseri)

45

Abdullah Akçay

Okmeydanı hastanesi İstanbul mahkum koğuşu (Kan kanseri, 17yaşında)

46

Hazne Haykır

MİDYAT M Tipi Cezaevi (70 yaşında kalp hastası ve psikolojik durumu kötü, yemek almıyor ve geceleri uyumuyor, travma geçiriyor.)

47

Hatice Polat

GEBZE Cezaevi (İleri derecede Korsakof hastası)

48

Erkan Nasıroğlu

TRABZON Cezaevi (Kısmi felç ihtiyaçlarını karşılayamıyor, psikolojik sorunları var)

49

Cahit Durmaz

SİNCAN 2 No'lu F Tipi Cezaevi (Kanser)

 

Bu listeyi çok iyi oku Mihrac, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHAV) ve devrimcilerin öncülüğünde çalışmaları sürdürülen ‘’YAŞAM EVİ’’ projeleri için duyarlı devrimciler el ele veriyorlar.

Hergün, yavaş yavaş, yaşam umutları tükenen devrimci hareketimizin militanları için destek arıyorlar.

Olmayan bir örgütü var gibi göstererek değerlerine el koyma hevesine kapılma.  Bitti, artık hesap sorabilecek kimse kalmadı diye düşündügün her an karşına çıkacak devrimcileri düşün…

Devrimici değerlerimiz,devrimcilerin ortak değrleridir. Bu değerlerin bir an önce devrimciler adına, devrimci mücadelede topraga düşenler adına, bu mücadelede sakat kalanlar, tedaviye muhtaç derecede ölümcül hastalıgın pençesinde yaşam savaşı veren militanlar adına kullanılmalıdır.

Devrimci mücadelemizin ortak değerleri, mücadelede topraga düşen yoldaşlarımızın, yalnız kalan ve tek başlarına yaşam mücadelesi veren aileleri ve  öksüz çocuklarının egitimi amaçlı kullanılmalıdır.

Gün bu gündür Mihrac Ural…

Unutma.. ! Devrimci değerlerimizi gasp edenlerin yakalarına yapışarak, bunlara sahip çıkacagız.

Hiçbir şey unutulmuyor,hiçbir şeyin unutulmadıgını artık anlamış olmalısın.Yaptıgın bütün pisliklerini deşifre ettik. Çırılçıplak ortada kaldın. Haydar Kılıç’ın güzel anlatımıyla, ‘Pantalon dizde,eşek yarda,kuyruk elinde’ yakalandın( !). İstadigin kadar inkar etmeye devam et.Sen artık açıkta kaldın. İyod gibi açıkta ortalıkta kalakaldın. Anla artık ve bir an önce değerlerimizi, devrimci hareketin genel çıkarları için kullanılmak üzere MÜLKSÜZLEŞ…

Sen, bunu yapmadıgın sürece, devrimciler tarafından, devrimci hareketlerimizin genel  yararları adına MÜLKSÜZLEŞTİRİLECEGİNİ’de unutma…

Mihrac Ural’ın gasp ettigi devrimci değerler, sadece Acilciler’in degil, Tüm devrimcilerin ortak değeridir.

Mihrac Ural’ı mülksüzleştirmek için devrimcilere görev düşüyor…

 

KÜÇÜK BALIK OPERASYONU ( !)

Yazıyı sonlandırmıştım. Yayınlanması için Engin’e gönderdim ki yeni bir gelişme oldu. Haydar Yılmaz yazdı. Daha fazlasını yazmanın anlamı olmasa bile bir kaç cümle de ben yazmalıyım.

Mihrac Ural boş durmuyor. Eski alışkanlığıdır devam ediyor. Son operasyon (!) tam bir nefes alma operasyonudur. Büyük balık operasyonu değil, Bu bir küçük balık operasyonudur(!)

Aklıma bir soru takıldı. Bu operasyonun ALİ HAMAM’I kim?

Bu kişiler devrimci mi? HAYIR.

Acilci Mİ ? Kendileri evet’’ biz acilciyiz’’ dediklerine bakmayın ilgisi yok..

O halde , bu operasyonun anlamı NE ?

Neden göz altına alındılar ? Aklınıza birşey geliyor MU ..?

Ben söyleyeyim.

Bu bir, küçük balık operasyonudur.

Bu bir MİHRAC URAL Operasyonudur.

Türkiye’de nefes(!) alacak. Suriye’de ‘’ bakın işte biz varız, üyelerimiz yakalandı’’(!) diyecek.

Haydar Yılmaz yerinde bir benzetme yaptı. ‘’ ARIK SIPA’’ dedi…

Bre utanmaz adam, sen kim çift taraflı oynamak kim. Bırak bu işleri bırak…

Tekrar ediyorum.

Tüm devrimcilerden ÖZÜR dile…

Acilciler’in değerlerini DEVRET

Bu değerler yüzlerce devrimcinin hayatlarını KURTARACAKTIR…

Sen bir ARIK SIPA’sın.

Mit ve Muhaberat arasında ortalık oğlanı olmaaaaa….