Şuanda 68 konuk çevrimiçi
BugünBugün753
DünDün2468
Bu haftaBu hafta14625
Bu ayBu ay15632
ToplamToplam10972959
24 Haziran baskın seçimleri hakkında PDF Yazdır e-Posta
İhsan Sağmen tarafından yazıldı   
Salı, 24 Nisan 2018 16:51


İşbirlikçi oligarşi ve onun göbekten bağımlı olduğu emperyalist yapılanma, içerideki ittifaklarını yeşil sermaye ile harmanlayarak, şişirdiği dinci feodal unsurlarla üretimi köleci bir ruhla, korku ve baskı yoluyla daha ucuza getirme yolunu seçmişti.

Topluma ait ne varsa özelleştirme adı altında yabancı holding ve kartellere satıp, ülkeyi para cenneti haline getirerek on altı yılı doldurmuştur. Tüketiciliğe alıştırılan toplum, kendisini refah içinde görmeye başlamış, kredi ile ne alınabiliyorsa, boğazına kadar borçlanmaya sokulmuştur.

Para, güç olarak her şeyi satın almaya yani; para, meta, para ilişkisinden, insanı da kapitalist değer dönüşümünde nesnel olarak bu formüle sokarak, para, insan, meta, para oluşumunu yaratıp, köylüyü, işçiyi ve toplumun diğer bireylerini de yönlendirmeye başlamıştır. Güç olarak para, politik anlamda üretime, üretici güçlere, üretim aletlerine ve mal dolaşımına da çok yönlü olarak hakim kılınmıştır. Oy da dahil artık her şey paradır.

Seçim mi, o da paradır. Medya paraya muhtaçtır, musluğu kısarsın biter. İleri gideni olursa demoklesin kılıcı başındadır. Hukuk, egemen olanındır. Az egemensen az hukuk, sade vatandaşsan hukuksuzsundur.

Her egemen kendi hukukunu yaratır ve ona paralel olarak ta, güvenliğini yapılandırır. Güvenlik gücü bu anlamda oligarşi ve emperyalist sermayenin parasının güvenliğidir. Modern kölenin güvenliği sadece üretirken olabilir, o da iş güvenliği harcamasını kısarak öldürülür. Binlerce insan maden ve tersanelerde tavuklar gibi telef olur.

Politika, ekonominin yansıyış biçimidir, yani gücün üst aşamasıdır. Teori olarak algılanır. Burada bahsedilen salt politika değildir, pratik yapılanma içindeki politikadır. Elbette herkes politika yapar, gerektiğinde amacı olan yalan bile söyler bu bile politikadır.

Bu gün sistem, yöneteni ve yönetileni ile memnuniyet içinde değildir. Eski dönemlerde böyle objektif ve sübjektif durum karşısında, var olan memnuniyetsizlik, silahlı propaganda ve en geniş anlamda silahlı mücadele ile saflara insan kazanmayı politik ve askeri yapılanmayı önerir ve uygulamayı başlatırdık. Objektif ve sübjektif koşullar uygunsa niçin dile getirilmiyor? Buna kimse kafa yormak istemiyor. Mantık olarak, yedi altmış beş ve on dörtlü ile devrim başlatmak bu gün sol hastalıktır ve intihara götürür. Ne yapmalı ve nasıl yapmalıyı kendimize sormamız şarttır.

O kadar deneyler elde edildi ki, bunların siyasette kullanılması bile usta bir yapılanmayı gerektirir. Emperyalist ve kapitalist sistem, kendi temel direklerini toprağa gömerken bile bin defa düşünüp bir uyguluyor. Böyle yapmasalardı, kağıttan kaplan gibi yıkılırlardı. Dinci yapılanmalar ve onlara verilen hüküm alanları, geliştirilen istihbarat ağı, karıştır barıştır trolleri, teknik izlemeleriyle sessiz ve derinden gitmekteler.

Şimdi gelelim Seçime;

Kendi yarattıkları düzen tutmadı, sürekli gerici ve baskıcı politika ve sermayenin güvenliğinin iki dudak arasında kalması ve uluslar arası anlaşmalara uymama gibi gelişmeler para musluklarını kıstı. Şimdi ya dışarıya kaçırılan paralar getirilecek ya da yeni yatırım alanları yaratılacak. Yakın dönemde, Osmanlı da olduğu gibi, temiz hava parası, bekarlık parası, evlilik parası, gerdek parası, yer değiştirme parası gibi kurallar konacak günümüzde ise anormal yüksek cezalar, hacizler çoğalacak. Tüketim vergileri iki katına çıkacak, kısmen üretime de yansıyacak, enflasyon hızla yükselecektir.

Erken seçim 2019 da olacak, negatif durumdan kurtulma amaçlı, zamanı lehlerine çevirme ve öne alınması eylemidir. Öyle bir aşamaya gelindi ki, bu iktidarı seçimle vermeyecekler. Bunun için her şey hazır. Böyle açık hatayı yaparlarsa ki, ihtimal büyük yaparlar. İşte işler o zaman iktidara karşı çıkmak açısından kolaylaşır. Zora girmesine rağmen yol açılır. Mücadeleye etmeye, meşru zemin hazır olur.

Egemen güçler iktidarı kendi B planları olan diğer burjuva partilerine devrederlerse, gerilim biter, eski parlamenter sisteme kayılıp, kıytırık demokrasi başlatılır.

O nedenle seçimi protesto etme anlayışı, eksik ve yanlış anlayışları içinde taşıyor.

Devrimci insanlar devrime yönelik politika izlemelidirler. Kaos teorileri gücü olmayanı yer ve bitirir. Zaten sizin etkilediğiniz insan toplumda yüzde sıfır onda beş ise, siz seçimi boykot etseniz ne olacak. Üç beş bin insan boykot etse de, siz demokrasi adına insan iradesinin seçme hakkını savunmalısınız.

Bazı arkadaşlarımız ne yapmamız gerekiyor izleyelim mi? sorusu soruyor. Biz iyi gözlem yapmaya devam edelim. Yorumlarımızı yapalım. CHP ilk defa tek alternatifli iktidar anlayışını etkileyen bir tutum sergiledi. Önceden yaptığı üç önemli hatayı, bertaraf etme girişimini başlattı.

Önceki hatalar; İlk olarak Deniz Baykal aracılığı ile emperyalist plan uygulandı, Erdoğan yeniden seçtirildi, ikincisi Parlamento millet vekillerinin fezlekelerini oyladı, bu hata HDP ve CHP’den tutuklamalara sebep verdi. Üçüncüsü yıllarca iktidara oynamadı ve haala oynamıyor. Oynar gibi gözüküyor.

Demirtaş’ın içeriye atılıp susturulması ve Erdoğan’a tek alternatif liderin boğazının sıkılması, uluslar arası planların eseridir.

CHP  İYİ partiye kıyak yaparak grup kurdurması, gerilimi hafifletme girişimidir. Ulusalcı ve Kemalist düşünceyi silmeyi kafaya koyan Amerikan emperyalistleri, kendi adamlarına bunu sonuna kadar uygulatıyorlar.

Devrimci ve demokrat kesim burada,  Amerikancı anlayışın karşısında olmalı gelişen bu aşamayı desteklemese de ses çıkarmamalıdır.

Marksist değerlendirme ve sınıfsal bakış açısıyla da baksanız, aynı kapıya çıkar. Volantirizme, yani ana volan kayışlarına, yan etkiler güçlü değilse motorun dönüşünü yavaşlatır durdurmaz.

Biliyorum sürece müdahale edememek determinist bir anlayıştır. Nedensellikleri kabullenelim mi diyecekler ama, yapacak bir şey yok, bu aşamaya gelmenin nedenselliklerini iyi gözlemlemek ve buna göre duruşu açıklamak ta düşünce ve onu  anlatma kendi başına bir etkilemedir.

Biz eğer; Anti kapitalist ve Anti emperyalist  demokratik halk devrimi programı ile çıksaydık ve örgütlenseydik, işte o zaman seçimi isteyecektik. Seçim halkın bilinçli veya bilinçsiz seçme tercihini, yani iradesini ortaya koyması açısından olumludur.

Bize dayatılan, en kötü ile biraz kötü ikilemini aşan, kendi yapılanmamızı kurarak alternatif olmaktır. Esas seçim o zaman olmalıdır. Bunun içinde devrimci ruhu yaratmanın zamanıdır.