Şuanda 67 konuk çevrimiçi
BugünBugün769
DünDün2468
Bu haftaBu hafta14641
Bu ayBu ay15648
ToplamToplam10972975
Dersim dağlarında PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Pazar, 30 Haziran 2024 09:14


Halil Gündoğan’ın Dersim Dağlarında adlı pratik gerilla tecrübesine dayanan kitabını okuyorum. Kitap yaklaşık 750 sayfa, 150 sayfa kadarını okuyabildim şimdilik…

Öncelikle yazarı kutlamam gerekir. Pratik tecrübeye dayanan iyi bir kitap yazmış.

Örgüt TKP/ML, yer ise adından da belli olduğu gibi Dersim Dağları…

Kitaptaki küçük bir yanlışı düzeltmem gerekiyor.

Halil Erdoğan İstanbul Sağmalcılar hapishanesinden adliyeye götürülürken jandarmaları rehin alarak kaçan bir kişiyle karşılaşıyor. O firarda ben de vardım. Birkaç Partizancı arkadaş adli mahkumları rehin alıp revire kapattıktan sonra kapıaltına indiğimizde durumu haber alıp aramıza katılmışlardı. Gelenlerin arkasının kesilmemesi üzerine kapıyı kapatmıştık aksi durumda hiç birimiz kaçamayacaktık.

Tarih 21 Nisan 1980’dir, kitapta 1978 yazılmış. Kaçanların sayısı da 10 değil 22 kişidir. Bunların içinde bizden önce arabaya binmiş üç adli mahkum da vardı.

Gelelim kitabın okuduğum bölümüne…

Dikkatimi özellikle çeken ve yazarın da sürekli tekrarladığı parti merkezinin ve bölge komitesinin gerilla savaşı hakkında somut planının bulunmamasıdır. Dağlarda dolaş, köylere uğrayıp propaganda yap, gerekirse çatışmaya gir ama gerilla savaşı nasıl gelişecek, belirli plan bulunmuyor. Sadece “kurtarılmış bölgeler” gibi genel bir söylem bulunuyor. Bu nasıl kurulacak, bunun için nasıl bir hat izlenecek; belli değil. Yazar da bunu sık olarak belirtiyor.

Yazarın ikinci –ve bence gayet doğru- önemli belirlemesi, Mao’dan okunan gerilla savaşının ülkenin somut şartları dikkate alınmadan aynen hayata geçirilmeye çalışılmasıdır. Kaypakkaya da aynısını yapmış.

1975 yılında yayınlanan Türkiye Devriminin Acil Sorunları’nda kurtarılmış bölge sorunsalını da incelemiştim. Mao, Askeri Yazılar’da kızıl üs bölgelerinin var olabilmesinin şartını karşı tarafın sürekli savaş içinde bulunmasına bağlar. Savaş ağalarının sürekli birbiriyle uğraşması, kızıl üs bölgelerinin yaşamasının ve giderek yayılmasının belirleyici koşuludur. Nitekim karşı tarafta geçici barış sağlandığında üs bölgeleri daralmaktadır.

Bizde yıllardan beri harcanan onca çabaya rağmen kurtarılmış bölge kurulamamasının temel nedeni budur: karşımızdaki merkezi devlet otoritesidir ki Çin’de yoktur ve içinde de savaş yaşanmamaktadır. Sadece bu gerçek bile Mao’nun gerilla savaşı anlayışının bizde uygulanamayacağını göstermek için yeterlidir.

Arkadaşlar yaklaşık 50 yıldır gerilla savaşı veriyorlar ama 50 metre toprak kurtaramadılar. Bunun nedeni Mao’yu ülke şartlarını dikkate almadan taklitten kaynaklanmaktadır.

Bunun üzerine başka ve büyük bir olumsuzluk daha geldi.

Silahlı İnsansız Hava Araçlarının üretimiyle kır gerilla savaşı çok değişti. Eski anlayış artık hiç uygulanamaz. Düşman sizi görüyor, siz onu göremiyorsunuz. Askeri birliklerin eskiden olduğu gibi giremeyeceği bölge, çıkamayacağı dağ bulunmuyor. Kendisinin çıkmasına da gerek kalmıyor, SİHA ile saldırıyor. Hem PKK hem de TKP/ML bu nedenle çok sayıda kayıp verdiler.

Küçük bir gerilla birliğinin iç ilişkileri, yaptığı çalışma ve sorunlarının birinci elden anlatımı benim için yararlı oldu. Şehir gerillası pratiğim zamanında iyiydi, kır gerillası deneyimim yoktur.