Şuanda 81 konuk çevrimiçi
BugünBugün972
DünDün3522
Bu haftaBu hafta16796
Bu ayBu ay72231
ToplamToplam11299337
Almanya'da köylü savaşının 500. yılı PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Cuma, 16 Ağustos 2024 18:57


1524-1525 yıllarında Avusturya dahil Almanca konuşulan coğrafyada yaşanan büyük köylü ayaklanmasının 500. yılı münasebetiyle tarih dergileri özel sayılar yapıyor, Stuttgart’ta isyanla ilgili bir dokümantasyon sergisi açılıyor… Baden Württemberg eyaleti ve bu bağlamda Stuttgart isyanın merkezi sayılıyor.

İsyan senyörler tarafından vahşice bastırılıyor.

İsyancıların 12 maddelik talepleri, 1789 Fransız devrimindeki taleplerin önceli sayılıyor.

Engels’in Almanya’da Köylü Savaşıyla ilgili kitabının iki önsözünü okudum. Bu isyan sınıf mücadelesinin tezahürüdür, burası açık ama içinde bulunulan koşullar nedeniyle Engels köylü isyanının fazla ileri gidemediğini belirtiyor. Umudu işçi sınıfına bağlıyor.

Sonra Marksizmin Tarihsel Eleştirel Sözlüğü’nün (Almanca) ikinci cildindeki köylü isyanları bölümüne baktım. Sorunu doğru koymuşlar: 20. yüzyıldaki bütün devrimlerde köylülük büyük rol oynamıştır. Ekim devriminde bile böyledir. Petograd ve Moskova’da iktidarı alan işçiler ve asker üniforması içindeki köylülerdir. Devrimin dünyanın altıda birini kaplayan ülkeye yayılması ise köylülüğün desteği olmadan olmazdı.

Köylülük diyorum çünkü Rusya yarı feodal bir ülkeydi.

Komünist partisi önderliğindeki köylülükle demokratik ve sosyalist devrim yapan ilk ülke Çin’di. İktidar alındıktan sonraki süreçte pek başarılı olamayan Mao (Bkz. Çin Sosyalizmi (1949-2022) devrim sürecinde müthiştir. 3. Enternasyonal çizgisine karşı çıkarak kırsal alandan şehirlere yönelik bir gelişme çizgisi izlemiştir.

Ardından Vietnam, Laos, Kamboçya gelir. Arnavutluk’u da atlamamak gerek… Bu ülkede neredeyse hiç işçi yoktu denilebilir.

Devrimden sonra proletaryanın olmadığı ülkelerde, teoriye uysun diye, proletarya diktatörlüğü ilan etmişlerdir. Halk diktatörlüğü doğru belirlemedir.

Bu konuda köylülüğün sosyalist devrimdeki belirleyici rolünü göremedikleri için Marx-Engels’i eleştirmenin anlamı yoktur. O dönem başka bir dönemdir.

Ekim devriminden sonra Avrupa devrimi umudu kalmayınca dikkatler sömürge ülkelere ve köylülüğe çevrilecektir.

 

Konuyla ilgili bir-iki video da yapacağım.