Şuanda 98 konuk çevrimiçi
BugünBugün353
DünDün2655
Bu haftaBu hafta26336
Bu ayBu ay10772
ToplamToplam10849613

Konuk Yazılar

 
İrfan Dayıoğlu - Seçme Yazılar
https://drive.google.com/file/d/1Dyw__ 2qmorBMYKu19I4bQPDmwSYpqzPZ/view?usp= drive_link
Bütün Yazılar
1989 Berlin Duvarı biterken... PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Cuma, 20 Eylül 2024 18:01


Biterken derken kastım, genişletilmiş ikinci baskının bitirilmesidir. Herhalde adı da değişecektir. Bakalım…

Kitabı baştan aşağıya okudum, bazı yerlerine ekler yaptım. Yazılalı aradan yirmi yıl geçti ne de olsa…

Ve bu kitabın neden bu kadar tanındığını da yeniden anladım. Yayınevi iki baskı yapmıştı, sanırım 2500 kadar basılmıştı. Yayınlandıktan kısa süre sonra da SBF’de yardımcı ders kitabı olarak kabul edilmişti.

2005’te sosyalizmin üretici güçlerin en gelişmiş olduğu ülkesi Demokratik Almanya Cumhuriyeti’ndeki tartışmalar ve sorunlar aynı zamanda genel sorunlara da ışık tutuyordu. Marksizm-Leninizm kisvesi altında heder edilmiş fırsatlar insanın içini acıtıyor. DAC küçük bir ülkeydi ve SSCB’yi büyük teknolojik yatırımlara ikna etmeden fazla ileri gidemezdi. Şurası da açıktır ki eğer Ulbricht’in politikasına devam edilebilmiş olsaydı DAC sosyalistleri yine yenilirlerdi ama daha iyi yenilebilirlerdi. Ulbricht –her zaman tutarlı davranmasa da- geleceğin bilgisayarda ve çip üretiminde olduğunu görmüştü. Yerine geçen Honecker ise tam bir eskimiş komünistti. Ulbricht’ten 19 yaş küçüktü ama gününü anlamıyordu. Gerçeklik duygusunu kaybetmişti. O kadar ki 1989’da caddeleri dolduran on binlerin gösterileri sonucu görevden çekilmek zorunda kaldığında bile “karşı devrim” konusundaki ısrarını sürdürüyordu.

Gerçekte ise kendisi ve çevresinin Marksizm-Leninizm kisvesi altında yaptığı açıkça gericilikti.

Reel sosyalizmin gelişmesini engellemek de bir çeşit gericilik değil midir?

Genişletilmiş ikinci baskı kitap olarak basılacaktır.

 

Duyurusunu ayrıca yapacağım…