Şuanda 28 konuk çevrimiçi
BugünBugün669
DünDün880
Bu haftaBu hafta4674
Bu ayBu ay14778
ToplamToplam11128703
Yaşadığın ülkede sınıf mücadelesine katılmak PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Pazar, 06 Ekim 2024 19:37


Çinlilerin “kurbağa gökyüzünü kuyunun ağzı kadar sanır” sözündeki gibi bizdeki sol görüşlüler de –Kürtler dahil- politik mücadeleyi TC çerçevesinde düşünürler. En az 20 hatta bazıları 40 yıldır başka ülkede yaşamakta olanlar bile enternasyonalizm deyince soruna TC çerçevesinde bakarlar. Yaşadıkları ülkedeki sınıf mücadelesine katılmazlar. İtiraz etmezler, yapmak gerek bile derler ama yapmazlar.

1980’li yılların ikinci yarısıydı. Bir grup TSİP’li arkadaş, yaşanılan ülkenin partisine katılmak gerekir, düşüncesiyle DKP’ye (Almanya Komünist Partisi) üye olmuşlardı. Tanıyordum, demiştim ki, yaptığınız güzel ama Almanca bilmeden o partide ne yapacaksınız?

Böyle bir sorun var. Günlük Almanca yetmez, yaşadığınız ülkenin dilini mükemmel olmasa bile iyi denilebilecek düzeyde öğrenmeniz gerekiyor.

Aradan yıllar geçti, 78’liler olarak bilinen kesimden Almanya’ya gelenlerde önemli bir gelişme olmadı. Halen politik olarak kalanların mücadelesi neredeyse tümüyle Türkiye’ye yöneliktir. Yaşadıkları ülkede ne oluyor, pek ilgilenmezler.

Almanya politik bir ülkedir. Başka ülkelerdeki politik mültecilerin durumu daha da kötüdür.

Beş yıl kadar önce sürgünlerle ilgili bir panel nedeniyle Hollanda’nın bir kentine gitmiştim.  Katılım iyiydi, yaklaşık yüz kişi vardı. Birisi yanıma gelip dedi ki: “Buradakilerin tümü politik kişilerdir. Hollanda’nın başbakanı kim diye sor, en az yarısı bilmez.”

Almanya politik bir yerdir dedim.

Alman partileri –az çok gücü olanlardan söz ediyorum- geçmişte ne yaparsa yapsın İsrail’i eleştirmezlerdi.

2004 yılıydı. İsrail Lübnan’a saldırmıştı ve Frankfurt’ta protesto mitingi yapılacaktı. PDS’i de çağırdılar. Bu parti, Sol Parti öncesindeki Demokratik Sosyalizm Partisi’dir. Ben birkaç yıldır il yönetimindeydim (Kreisvorstand) ve barış politikası sözcüsüydüm.

Mitingde benim konuşmamı istediler. Önemli bir miting, il yönetimi başkanı konuşsa daha iyi olurdu. Buna karşı cevapları şöyle oldu: “bu ülkenin yakın tarihini biliyorsun. Alman olarak İsrail’e karşı konuşmuyoruz.”

Solda bile tutum buydu.

3 Ekim günü Berlin’de yapılan ve yaklaşık 40 bin kişinin katıldığı barış mitinginde Almanya’daki koalisyon hükümetinin İsrail’i desteklemesi ve silah vermesi eleştirildi. Bu ilk defa oluyor diyebilirim. Küçük gruplarda, toplantılarda yapılıyordu ama kitlesel bir gösteride ilk kez oluyor.

İsrail elçisi bunu –doğal olarak- anti semitizm çerçevesinde değerlendirecektir. Eskiden bu suçlama daha etkiliydi ama şimdi pek aldıran bulunmuyor.

Almanya’da bu iyi bir adımdır, arkası gelecektir.

Yıllardan beri herhangi bir Almanya partisine üye değilim. Nedeni, zaman yok…

Çalış, hayatını kazan; 5 günde bir video yap, kitap yaz, sayısını azaltarak da olsa oraya buraya yazı yaz…

Benden bu kadar, ne yapayım!

 

Almanya’daki politikayla yakından ilgiliyim.