Şuanda 44 konuk çevrimiçi
BugünBugün650
DünDün880
Bu haftaBu hafta4655
Bu ayBu ay14759
ToplamToplam11128684
Dünya kız çocukları günüymüş! PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Cuma, 11 Ekim 2024 22:28


Böyle günleri ciddiye almam. Neden mesela bir ay öncesi ya da sonrası değil de bugün…

Bence dikkate alınacak tarafı yoktur.

Bu nedenle iki kızım olmasına karşın fotoğraf yayınlamayacağım.

Özellikle ikincisi güzel kızdır, annesi gibi ama fotoğraf yayınlamayacağım.

Gerçekte tek kızım var çünkü birincisiyle bağım yoktur. Ne olmuştur, ne yapmaktadır, bilmiyorum, merak da etmiyorum.

Son görüştüğümüzde üç yaşında bile değildi. Selimiye askeri hapishanesine annesiyle birlikte gelmişti. Ben kadınla ilişkimi kesmiş ve bunu da iki yıl öncesinde kendisine açıkça belirtmiştim. Kabul eder veya etmez, onun sorunudur. Ben açıkça konuştum; kimseyi ne kandırdım ne de aldattım.

Üç yaşındaki çocuk bana düşmandı. Davranışlarından belli oluyordu.

O yaştaki çocuk babasına neden düşman olur; öyle yetiştirildiği için olur.

Sanıyor ki çocuk üzerinden kendisine döneceğim; kesinlikle hayır!

Yaklaşık 30 yaşındayken –şimdi 48 yaşındadır- internetten beni buldu, biraz yazıştık. Bana çok kızgındı. Sonuçta annesini ve bir yaşında bile olmayan kendisini bırakıp gitmiştim. Anlıyordum ama bu benim haklılığımı ortadan kaldırmazdı. Hiç ama hiç pişman değildim.

Bana kızdı ve gitti.

Kendisi bilir.

Sonra onları tanıyan bir arkadaş vasıtasıyla beni görmek istemediğini öğrendim.

İsabetli bir karar… Ben de aynısını düşünüyordum. Aralarında biyolojik ilişkiden başka bir ilişki, sosyal ilişki olmamış baba ve kız birbirini görüp de ne yapacak?

İstanbul’da doğmuş, İzmir’de büyümüş, ODTÜ’de okumuş ve bitirmiş bir insan hala annesinin sözünden çıkamıyorsa, benim söyleyeceğim “ne halin varsa gör”dür!

İkinci kızımla aramız gayet iyi…

Türk kadınlarının bilinen özelliğidir; çocuğu ayrıldıkları babaya karşı kullanmak… Ama bu sefer yağma yok; ilkinde bunu yapamazdım ama ikincisinde çocukla ilişkiyi kesmedim ve 15 yaşında annesinden ayrılarak bana geldi.

Sonraki diyelim 7 yıllık dönem çocuk için peşpeşe zaferler dönemidir.

Zorlukla sınıf geçen çocuk okul birincisi olmaya başladı.

Demek ki sorun psikolojikti.

Onu eğitmeye çalışmadım çünkü biliyordum ki çocuk birlikte yaşadığı insan veya insanları taklit eder.

Benden sadece çalışma disiplinini öğrendi ve bu yeter…

Üniversitede fizik gibi kadınların pek bulunmadığı kazık bir bölümü bitirdi, yüksek lisans yaptı, hemen iyi bir iş buldu. Ayrı kalıyoruz. Aramız gayet iyi. Sevgililerine de hiç karışmadım. O ne yapacağını bilir…

Birinci kızı hayatımdan sildim ve zaten ortak anımız bulunmuyor.

Beni çok acımasız bulanlar oldu; varsın bulsunlar, kimseye kendimi beğendirmek zorunda değilim.

Burnunun dikine giden bir insanım ve geçmişte kendimi eleştirdiğim konu özellikle budur; burnunun dikine gitmeyi yeterince yapamadım, başkalarını fazla dikkate aldım.

Burnunun dikine gidince kaybedersem ağlayıp zırlamadan faturayı öderim ama böyle yaparak genellikle kazandım.

Tek başına veya küçük gruplar içinde önemli işler becerebilecek biriyim ne yazık ki bu güvene ulaşmak ancak tecrübe kazanarak mümkün olabiliyor.

Torunum sanırım yok, olması gibi bir isteğim de bulunmuyor. Sanırım diyorum çünkü ikincisinin çocuk yapmak gibi niyeti bulunmuyor. Birincisinin ne yaptığını da bilmiyorum.

Bazı insanlar torun seviyorlarsa, sevsinler tabii…

İlk kızımın anasının bir saptaması varmış: bazı özellikleri aynı babası; inat mı inat, bir işe girdiler mi peşini bırakmıyorlar.

Gerçekten böyle ise eğer, iyi bir huydur. Bu huy bana karşı da olabilir, varsın olsun…